Şubat ayında tüketici fiyatları ile enflasyon oranı on binde iki oldu.
On binde ikiye bakınca ilk aklımıza gelen: ‘’Devlet İstatistik Enstitüsü bu kadar hassas çalışıyor mu?‘’ sorusudur… Çünkü fiyat istatistiklerinde her zaman bu orandan daha yüksek hata payı vardır.
Eğer mevsimlik ve geçici etkileri bir tarafa bırakırsak, enflasyonun düşmesinde üç faktör çok önemli oldu…
Birisi, dünyanın enflasyonsuz bir konjonktüre girmiş olmasıdır.
İkincisi, döviz kurları üstündeki baskıdır… Bu baskı enflasyonun hızlı düşmesine yol açtı.. Örneğin Euro 1.5 YTL‘ye kadar düşseydi, enflasyon eksi çıkardı.
Üçüncüsü iç talebin kısılmış olmasıdır…
İç talebin ne oranda kısıldığını anlamak için istatistiklere bakmaya gerek yoktur… Kamu yatırımlarının kısıldığı, toplam yatırım hacminin artmadığı, reel ücretlerin gerilediği, çiftçinin eline geçen fiyatların düştüğü, tarım desteklerinin daraldığı ve nihayet işsizlik sorunu yaşayan bir ekonomide talep nasıl artmış olur?
Talep daralması ve enflasyondaki hızlı düşüşü, gelecekte bir durgunluk işareti olarak görenler var… Haklılarda… Ancak iki hususun altını çizmek gerekiyor:
1- Enflasyondaki düşme başarıdır..
2- Enflasyonu düşürmek için uygulanan politikalar,amacı aşan riskler doğurmuştur.
Bu risklerin içinde durgunluk riski de var.. Ancak daha önce, kur riski gelmektedir. Düşük kur nedeniyle sıcak para da gelmeye devam edecektir. Sıcak para girdikçe döviz arzı artacaktır… Döviz arzı, kurlar üzerinde baskı oluşturacaktır… Kurlar düşük seyredecektir… Kur düşük kaldıkça dış işlemler cari açığı artacaktır. Cari açık sıcak para ve dünya ortalamasının üstünde bir maliyetten dış borçla kapatılmaktadır.
Bu arada, devalüasyon beklentisi de artmıştır… Devalüasyon paniği sıcak para çıkışına ve krize neden olur.
Şu halde durgunluktan önce, faiz-kur makası, ekonomik krizin altyapısını yapmaktadır. Risk birikimi yaratmaktadır.
Yine, kurların artmasıyla enflasyon yeniden bir miktar artabilir… Ancak eskisi kadar yüksek enflasyon yaşanmaz…
Enflasyon için ikinci bir risk, hazinenin torba yasalarla gelecek ‘’tahkim ‘’ sonucu, bütçe dışı borçlanmasıdır.