Mayıs ayında yıllık Tüketici Fiyat endeksi(TÜFE) yüzde 6.58 oldu. Geçen sene 2015 Mayıs ayında yıllık enflasyon 8.09 olmuştu. Bu Mayıs ayında enflasyonun düşmesine gıda fiyatlarında aylık yüzde 1.64 oranındaki yıllık gerileme neden oldu.
Gıda ve alkolsüz içeceklerde Yıllık TÜFE oranı 2.47’ye geriledi. Oysaki geçen ve önceki seneler bazı aylarda gıda enflasyonu yalnızca aylık olarak bu kadar artmıştı. Geçmişte Merkez Bankası yüksek enflasyonu hep gıda fiyatlarındaki artışa bağlamıştı.
Aşağıdaki Tabloda Mayıs aylarında yıllık enflasyon verileri yer almaktadır.
Mayıs ayı itibariyle yıllık enflasyon olarak son onbir yılın en düşük enflasyonu 2013 yılında yüzde 6.51 ve ikinci en düşük enflasyonu da şimdi yüzde 6.58 oldu.
Bu sene yıllık TÜFE oranı yüzde 8 dolayında bekleniyor. Geçen sene Haziran Aralık ayları arasındaki 6 ay da enflasyon düşük kalmıştı. Yıllık TÜFE’ den bu oranlar çıkacak, yeni oranlar girecek.
Enflasyonun en yüksek olduğu ay, Ekim ayıdır. Ekim ayında Bazı yıllar aylık enflasyon oranı yüzde 3’ü geçmişti. Bu sene ekim ayı belirleyici olacaktır.
Gıda enflasyonu yıllık bazda ilk defa bu kadar geriledi. Geçen sene aynı ay itibariyle yıllık TÜFE oranı yüzde 12.81 ve önceki sene de yüzde 14.11 olmuştu. Bunun için hep mutfak enflasyonu yüksek derdik. Bu sene tersi oldu.
Gıda enflasyonunun yüzde 12.81’den yüzde 2.47’ye gerilmesinde, tarımda verimlilik elbette etkili olmuştur. Ancak asıl sorun stokçularda, aracılardadır. Bunlar özellikle tarım ürünleri alanında üretim düşüşlerini, stok yaparak kıtlığa çeviriyor ve fiyatları artırıyorlar.
Gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içecekler ile tütün ürünleri ve altın hariç, Mayıs itibariyle yıllık çekirdek enflasyon daha yüksek yüzde 8.77 olarak çıktı.
Enflasyon üzerindeki arz etkiler ve mevsimsel etkiler bertaraf edildikten sonra kİ çekirdek enflasyon trendini daha net gösteriyor. Çekirdek enflasyon düşmediğine göre, Mayıs ayındaki yıllık enflasyonda düşme geçicidir. Kaldı ki, yüzde 6.58 yıllık enflasyonda dünya ortalamasına göre yüksektir. Zira Dünya ortalama enflasyon oranı yüzde 3.5′, gelişmiş ülkeler ortalaması yüzde 0.5, gelişmekte olan ülkeler ortalaması ise yüzde 6’dır.
Enflasyonu IMF ve IMF politikaları dejenere etti… 2001 yılında IMF’ baskısı ile hazırlanan 3 yıllık program, Çiftçinin, memurun ve işçinin kemer sıkması esasına dayanıyordu. Çiftçiye verilen destekler yüzde 50 azaltıldı. İşçi ve memura zam beklenen enflasyon kadar verildi. Ancak o yıllar beklenenden yüksek çıkan enflasyonlar emekçiden götürdü. Halkın gelirini kısmak, yani kemer sıkmak, ilk yıllar tüketimin kısılmasına neden olur ve fakat sonra daha fazla ertelenemeyen ihtiyaçlar nedeni ile halk servetini satar veya borç alır tüketime devam eder.
Çekirdek enflasyondan da anlaşılacağı gibi Türkiye de enflasyon kronikleşti. Para ve faiz politikası ile kemer sıkmayla önlenmez. En önemli sorun düşük verimliliktir. Bir başka sorun kamu hizmetleri ve bürokraside hantallaşmadır. Bir başka sorun kırılganlığı artıran Dalgalı kur politikasıdır. Piyasada tekelci ve oligopolcü yapıların olmasıdır. Bu doğrulara yanaşmayan bu günkü iktidarın enflasyonu düşürmek gibi bir misyonu yoktur.