EKONOMİYİ KUR TUZAĞINA SOKTULAR

Merkez Bankası (MB ) Başkanı, daha önce yaptığı bir konuşmada, reel efektif kur endeksinin yeniden120’nin üzerine çıkması halinde MB’nın politika faiz indirimini araç olarak kullanabileceğini söylemişti. MB , 2003 yılıve TÜFE bazlı, Reel Efektif Döviz Kuru Endeksi’’nin Nisan ayında 121.1 olduğunu açıkladı.

Döviz alım ve satışında iki kur var… Efektif kur… Döviz kuru.. Banknot yani kağıt paraşeklindeki dövizlere, efektif deniliyor. Efektif kur da bu anlamda kullanılıyor. Ayrıca , Dövizlerin hesaba transfer edilmesi yoluyla alınıp-satılmasında da döviz kuru kullanılıyor. 

 

 

Reel efektif döviz kuru endeksleri, Türkiye’nin enflasyon oranının, dış ticaret yaptığı ülkelerin enflasyon oranıile ağırlıklı geometrik ortalaması alınması yoluyla hesaplanıyor.

Reel döviz kuru Endeksin 121.1 olması demek , TL’ nin yüzde 21.1 daha değerli olması demektir. Söz gelimi , Nisan ayında MB efektif satış kuru bir dolar 180.49 kuruş idi. Demek ki TL değerli olmasaydı ,Nisan ayında bir dolar 218.57 kuruş olacaktı. Başka bir ifade ile Nisan ayında TL 38.08 kuruş daha değerli olmuştur.

TL’nin değerli olması , Türkiye’nin dış ticarette rekabet gücünün düşmesi demektir. Söz gelimi eğer TL değerli olmasaydı , dolar 218 kuruş olacaktı. İhraç ettiği her dolarlık ihracat için ihracatçının eline 180.49 kuruş yerine 218.57 kuruş geçecekti. Bu durumda ihracatçı , ihraç ettiği ürünlerin fiyatını 1 dolardan daha düşük , 82 cent’e kadar düşürebilecek ve pazarlık gücü artacaktı.

Öte yandan ,TL değerli olmasaydı , bir dolarlık ithalat için ödemekte olduğumuz 180.49 yerine 218.57 kuruş ödeyecektik. Bu durumda pahalı olacağı için , sanayi sektörü daha az ithal aramalı ve hammadde ve tüketici de daha az ithal tüketim malı kullanacaktı. Sonuçta Rekabet gücünün artması ve ithalatın azalması halinde cari açık kalmayacaktı.

TL’nin aşırı değerli olması , Türkiye’nin son on yılda 343 ,5 milyar dolar cari açık vermesine neden olmuştur. 2012 yılında Büyüme oranını düşmüş ve fakat yine de 48.9 milyar dolar cari açık meydana gelmiştir.

Aslında Türkiye’de büyüme oranını düşürmekle cari açık çözülmüyor. Çünkü sanayi üretimi yüzde 70 oranında ithal aramalı ve hammaddeye bağlıdır. İthalatın çok kısılması halinde üretim yapamayız. Üretimi ithalata aşırı değerli TL bağlamıştır. Büyüme sıfırda olsa mevcut üretimi sürdürmek için aramalı ve hammadde ithalatına ihtiyaç var.

Merkez Bankası, finansal kesim dışında Özel sektörün 145.9 milyar dolar net döviz pozisyon açığı olduğunu açıkladı. Bunun nedeni de değerli TL’dir. Çünkü dövizle borçlanma faizi daha düşük ve ayrıca kur artmadığı sürece , yani kur riski olmadığı sürece , özel sektörün döviz cinsinden borçlanması daha karlıolmuştur.

Kurların düşük kalması sıcak para içinde teşvik niteliğinde olmuştur. Sıcak para nominal olarak dışarıya göre daha yüksek faiz almış ve kur kaybı olmadan geri götürmüştür.

Bu sorun nasıl çözülür ?

Şimdi bankaların ve özel sektörün döviz pozisyon açığı yüksek olduğu için ,kurların artması özel sektörü zora sokacaktır. Bu nedenle ve aynı zamanda  enflasyonu artırır korkusuyla Hükümet Kurların artmasını istemiyor.

MB faizleri düşürürse , kısmen de olsa TL’den talep dövize kayar. Kurlar bir miktar artabilir. Ancak faizleri fazla düşürmenin , tüketimi artıracağı , tasarrufu düşüreceğini de unutmamak gerekir. İç tasarruf düştüğü sürece yatırım- tasarruf açığıartacak ve bu açık dış kaynak ihtiyacını artıracaktır. Yani sonuç yine göz yaşı.. Yine cari açık.

Çözüm, 2-3 yıllık bir geçiş dönemi içinde kur politikasını değiştirmek ve planlı kalkınmaya geçmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir