Ekonominin iki önemli yumuşak karnı var… Birisi yüksek kırılganlık… Diğeri potansiyel olarak döviz ihtiyacı.
2008 -2009 dünya finansal krizinden sonra, dünyada kırılganlık arttı. Ne yazık ki bizde daha çok arttı. 2009 yılından beri Dünyanın en kırılgan beş ekonomisinden biriyiz.
Kırılganlığın yüksek olması nedeniyle piyasaya spekülasyon hakim oldu. İstikrar önlemleri dikiş tutmuyor. Kırılganlığın ne kadar yüksek olduğunu, finansal yatırım araçlarının aydan aya ve yıldan yıla yüksek oranda değişen reel getiri oranları çok net ortaya koymaktadır. Mevduat sürekli eksi faiz veriyor. Para cep yakıyor. Tasarruf sahibi parasını korumak için gayrimenkule yöneldi. İnşaat sektörü kullandığı girdi ve işgücü olarak ekonomi de büyümeyi destekler ve canlı tutar ve fakat inşaat bittikten sonra gayrimenkul ölü yatırıma dönüşür. Kira gelirleri büyümeyi etkiler, ne var ki kışlık yazlık olmak üzere birden çok evi kullananlar açısından Milli gelire katkı söz konusu değildir.
Sermaye piyasası, dünyada da kırılgandır. Bizde ise enflasyondan sonra BİST 100 endeksi 2013 yılında yüzde 43.45 oranında reel getiri sağlarken, ertesi yıl 2013 yılında yüzde 25.64 oranında reel kayıp getirdi. İkisi arasında reel olarak 69 puan fark var.( Aşağıdaki tablo ) Üstelik emme basma tulumba gibi reel kayıp ve kazançlar birbirini kovalıyor. Bu sene Ortadoğu, Suriye ve terör sorunundan sonra reel kayıpların ve kırılganlığın daha da artacağını söyleyebiliriz.
Dolar kuru, 2010 Ekim ayında 1.40 idi. 2015 Ekiminde 3.06’ya kadar çıktı. Bir ekonomide dolar kuru 5 yılda yüzde 120 oranında artarsa, o ekonomide kimse yatırım yapamaz, istikrar dikiş tutmaz.
Tabloda, 2012 başında bir finansal yatırım aracına 100 lira yatıranın beş yıl sonra 2016 yılı ocak ayında elinde satın alma gücü olarak (Reel olarak ) elinde ne kadar para kaldığı hesaplanmıştır.
Enflasyondan sonra reel olarak, Mevduat faizine para yatıranın 100 lirası, beş yıl sonra 88.77 liraya gerilemiştir. Borsaya para yatıranın parsı ise 78.42 liraya gerilemiştir. Borsada yalnızca komisyon alan aracılar kazanmış, tasarruf sahibi kaybetmiştir. En yüksek reel getiriyi dolar sağlamış, dolara 100 lira yatıranın parası, 142 lira olmuştur.
Döviz sorununa gelince… Bu gün için idare ediyoruz. Ancak cari açık azalsa da devam ediyor. 410 milyar dolar dış borcu çevirmek giderek zorlaşıyor. Turizm geliri azalıyor. Yabancı sermaye çıkıyor. Döviz rezervlerimiz azalıyor. Türkiye net dış borç ödeyen bir konuma geçtiğinde, dolarizasyon da olsa, ister istemez döviz sorunu yaşayacağız.
Rusya, özellikle petrol fiyatlarının düşmesinden sonra, ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. Putin dış politikasına ekonomik sorunları göz ardı ediyor. Darbeyi de ekonomiden yiyecektir.
Türkiye bu gün için mevcut ekonomiyi sürdürebiliyor… Ancak yetmez… Dış politikada kırılganlığı ve döviz sorunu nu dikkate almak zorundayız.