EKONOMİK KRİTERLERİN NERESİNDEYİZ? (II)

Dün bu yazının ilk bölümünde,  enflasyonun Maastricht kriteri  seviyesine düşürülmesi için, yapısal  sorunların çözülmesi gerektiğini açıklamıştım..

İkinci  kriter Kamu borç stoğu ile ilgilidir.. Bu kritere göre Toplam Kamu Borç stoğunun GSYİH’ya oranı  en fazla  yüzde 60  olmalıdır.. Bu gün bile  Kamu borç yükü oranı bu kriterden çok uzak değildir..  2004 yılı GSMH tahmini  420 , Gayri Safi Yurtiçi  Hasıla (GSYİH) tahmini ise 400 katrilyondur.. Büyüme oranın hedefin üstünde olması sonucu  yurtiçi hasıla artabilir.. İç ve dış borç olarak ortalama kamu borç stoğu da 304 katrilyondur..  Kamu borç stoğunun GSYİH’ya oranı yüzde 76’dır. 

Borç stoğundaki artış , büyüme oranından daha yüksek olursa, bu oran büyür.. Aksi halde küçülür.

Bu konuda iki risk mevcuttur.. 

Birisi, cari açık

tır .. Cari açığın devam etmesi , dış borcun artmasına neden olacaktır.. Zira, tahmin edilen 2-3 milyar dolarlık Yabancı  yatırım sermayesi girse de , 10 milyar doların üstünde gerçekleşen dış cari açığı kapatmaya yetmeyecektir.  

İkincisi .. Sıcak  para  miktarıdır .. 18 milyar doları para ve sermaye piyasasında 3 milyar doları da mevduat şeklinde toplam 21 milyar dolar olan kısa vadeli sermaye , içeride ve dışarıdaki olumsuz bir ekonomik veya siyasi gelişme sonucu çıkabilir..  

Bütçe açığına gelince.. Ekonomik kriterler içinde , Türkiye ‘yi en fazla zorlayacak bütçe açığıdır. Zira Bütçe açıklarının GSYİH’ya oranı öngörülen yüzde üçten çok yüksektir..Yüzde onun üstünde seyretmektedir.. ( 2002 de yüzde 14 oldu.. 2004’ te tahminen yüzde 12 olacaktır)   

Devleti ve iç borçları yeniden yapılandırmadan  bütçe açığını çözmek imkanı yoktur  

 Nominal faiz oranları yüksektir.. Şu anda Euro faizi yüzde 2‘dir.. Maastricht kriterine göre Türkiye de nominal faizlerin yüzde 4 veya 5 olması gerekir.. Oysaki nominal faizler yüzde 25 dolayındadır.. 

Faiz oranlarının Avrupa ortalamasına yaklaşması için , önce enflasyonu aynı seviyeye düşürmek gerekiyor..  Aynı zamanda devletin borçlanma ihtiyacını azaltmak gerekiyor. 

Öte yandan , Faizlerin düşürülmesi , enflasyon açısından sorun yaratabilir.. Enflasyon düşmeyince de faizleri düşüremezsiniz .. İş yine yapısal sorunların çözülmesine kalıyor.  

Bu kriterler dışında ayrıca müzakereler sırasında zorlanacağımız sorunlar mevcuttur.. Bunlardan birisi sektör müzakereleridir.. Her sektör müzakeresi 27 üyeli olacak ve 31 alanda yapılacak.. İkincisi serbest dolaşımdır.. Serbest dolaşıma  uzun süreli kısıtlayıcı veya kalıcı yasaklar gelebilecektir.  

Avrupa’ya üyelik yolunda şu iki hususa önem vermeliyiz :

1.    Avrupa bizi almayacak, biz Avrupa Birliğine gireceğiz..

2.    Avrupa hedefi  bir parti veya bir kişinin  değil, toplumun hedefidir..Bu yoldaki çalışmaları oya çevirmek alışkanlığımızdan vazgeçmeliyiz.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir