EKONOMİK İSTİKRAR İÇİN ÇOK MU GEÇ

Referandumun sonucu ne olursa olsun, Yarından sonra  siyasi iktidar ekonomik istikrar için yoğunlaşmalıdır. 

Bu günkü düşük büyüme, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yatırımları engelleyen yüksek kırılganlık, finans sektöründeki yüksek risk ve 15 yıldır devam eden cari açık ekonomik istikrarsızlığın temel göstergeleridir. Ortaya çıkan ağır istikrar sorunu bugünkü kısa dönemli ve günübirlik politikalar ve önlemlerle çözülemeyecektir.

2009 öncesi, küresel sermaye hareketleri birçok ülkeyi gafil avladı. Dünyada parasal serap etkisi oluştu. Biz bu ekonomik konjonktürün yükselme döneminde para bolluğundan yeteri kadar yararlanamadık. Sıcak para yanında, karlı işletmeleri ve bankaları alan yabancı sermaye, döviz getirdi ve fakat bu güne kadar kar payı ve faizle bu gelenler geri gitti. Türkiye ye geride cari açık, dış borç ve işsizlik kaldı.

 

 

Dünyada yabancı sermayeyi yeni yatırımlara yönlendiren ülkeler, başta Çin bu sureci iyi kullandı ve hem istihdam arttı, hem de cari fazla verdiler.

Bizde, cari açık devam ederse, turizm geliri düşmeye devam ederse dış  borçlarda bağlı olarak artacak ve dış borçlarda risk artacaktır. Bu risk istikrarı bozan ilk sırada bir risktir.

Bu şartlarda, eğer ekonomide istikrar sağlamak istiyorsak:

1. Türkiye ye gelince, önce ekonominin, siyasi ve hukuki altyapısının düzeltmemiz gerekir…  Zira dış medyada demokrasi için olumsuz yazılar yer alıyor.  Geride bıraktığımız hafta, The New York Times’da başyazı olarak ve The Economistte kapaktan, demokrasi için endişelerini dile getirmişlerdi. Böyle bir imaj, yerli ve yabancı sermayeyi ürkütür. Yabancı sermaye yalnızca spekülatif alanlara girer.

Piyasalara, iktisadi ajanlara, sermayeye, demokrasiden taviz verilmeyeceğine  dair inandırıcı ve ikna edici adımlar atmak zorundayız.

2. Hukuki alanda mülkiyet haklarını ve tasarrufları güvence altına alacak yeni bir hukuk düzeni oluşturmak gerekir.

 3. Devleti piyasada rekabetin önünü açacak şekilde yeniden tarif etmek ve organize  etmek gerekir.

4. İktisat politikalarında temel değişikliğe gitmek ve yeni bir planlama yapmalıyız .

5. Ekonomide içe kapanma risklerini iyi yönetmek gerekir. Bu risklerin başında AB ile ilişkiler geliyor. Ekonomide AB  Bizim için etkili bir güven unsurudur.

6. Orta ve uzun vadeli planlama ile değişmesi gereken bazı politikaların bir kısmı şöyle  olmalı:

* Dalgalı kur politikası değişmeli kontrollü kur sistemine geçmeliyiz.

* Merkez Bankasının bağımsızlığı teminat altına alınmalı, siyasi müdahalelerin önlenmesi sağlanmalıdır. Merkez bankası yasası değişmeli ve MB’ nın aynı zamanda kuru da gözeteceği bir mevzuat getirilmelidir.

*             Faiz politikası değişmeli, Tasarruf faizleri ile kredi faizleri arasında, makul bir kar marjını içerecek denge kurulmalıdır. Mevduat faiz oranı gibi kredi faiz oranları da yıllık tespit edilmelidir. Aylık faiz, istikrarsız ve değişebilirliği, oynaklığı yüksek olan ve spekülatif bir finans piyasası icadıdır. Bu icat tasarrufları ürkütmüştür. Özel yatırımların finansmanını zorlaştırmıştır.

*  İstihdam politikası değişmeli, devlet her ilde o ilin kaynaklarını ve imkanlarını değerlendirmek için yatırım yapmalı ve bu yatırımlarda çalşanların maaşlarını kısmen hisse senedi olarak vermelidir. Bu yolla hem sermaye tabana yayılacak, hem de istihdam artacaktır.

* İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükü yüzde 38.5’tan yüzde 25’e çekilmelidir,

* İçeride aramalı ve hammadde üretimi teşvik edilmeli ve üretim ithal aramalı ve hammadde bağımlılığı azaltılmalı,

Özetle, istikrar için son  umut, ekonominin siyasi ve hukuki altyapısının  sağlanması, iktisat politklarında köklü değişiklik yapılmasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir