Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM ) , Mayıs ayında İhracatın geçen yılın Mayıs ayına göre yüzde 15.8 oranında arttığını açıkladı. Bu açıklamaya ilk tepkiler şöyle oldu:
Medya TİM’in tabiri ile genellikle ‘’İhracatımız tam gaz ‘’ dedi ve yüksek tirajlı bir gazete , ‘’İhracat Mayıs ‘ta Otomobille uçuşa geçti.’’ diye yazdı.
Yorumcular ve özellikle bir iktisat yazarı köşesinde ‘’ Ekonomi Beklenenin üzerinde canlandı ‘’ dedi.
Ekonomide, her siyasi iktidar beklentileri olumlu yönetmek ve bunun içinde elbette ’ki her şeyi olumlu göstermek ister. Ancak demokrasilerde bunu yaparken politik davranır ve gerçekleri saptırmaktan, siyaha beyaz demekten sakınır. Aksi halde yaşananlarla, söylenenler arasında aşırı çelişki varsa, bu tür propagandalar ters teper.
Ayrıca, hükümet nasıl olsa kimsenin şikâyeti yok diye gerekli önlemleri almaz. Bu durumda toplum zarar görür.
TİM her ay yaptığı açıklamada ihracat patladı veya uçtu ve buna benzer tabirler kullanıyor. Böyle bir yaklaşım ihracatçı için olmaktan çok ,siyasi iktidarın bir organı olarak algı yaratıyor.
Medya ve yazarlar ise, kraldan çok kralcı olmakla, siyasi iktidara zarar veriyorlar.
Hepimiz aynı gemideyiz… Elbette ekonomik konjonktürün iyiye gitmesi hepimizin refahını artıracaktır. Ne var ki 6.5 milyon işsizler ve kepenk kapatan işletmelerin durumlarında bir iyileşme yoksa medya ve yazarların müsamere çocuğu gibi bu propagandalar üstüne yoğunlaşması, onlara küfür gibi geliyor. Kaldı ki kim olursa olsun, doğruları söylemek zorundadır.
Gerçekler farklıdır:
1.TİM’in ihracat rakamları geçici olduğu için, üzerinde analiz yapmak yanıltıcı olabiliyor. Her şeyden önce TİM ihracat rakamları ile gerçekleşen fiili rakamlar farklı oluyor. Bazı ihracat Birlikleri kayıtlarından muaftır. Söz gelimi son üç yılda Mayıs ayında gerçekleşen ihracat rakamları ile TİM rakamları şöyledir.
MAYIS AYI İHRACATI
————————————————————
YILLAR TİM MERKEZ BANKASI
————– ———- ——————————
2014 13.4 13.7
2015 10.8 11.1
2016 10.8 12.1
Not: TİM , 2015 ve 2016 ihracatı aynıdır. Aralarında binde bir fark var.
2. İthalatı görmeden tek başına ihracat rakamları ile uçtu-kaçtı yorumu yapmak, dereyi görmeden bacaları sıvamaya benzer. Zira ihracatın artması, aynı zamanda ithalatın artmasına da neden oluyorsa ve dış ticaret açığı devam ediyorsa , İhracat artışının döviz gelirine , istihdama ve büyümeye katkısı olmaz.
İhracat malı üretiminde ithal aramalı ve hammadde oranı yüksektir. Bu nedenle ihracat artışı, ithalat artışı yaratıyor. Sürekli olarak İhracatın artıp, ithalatın düşmesi gerekiyor ki, dış ticaret açığı kapansın. Oysaki Bazı aylar ihracat artıyor… Bazı aylar ithalat artıyor. Söz gelimi, bu sene Nisan ayında İhracat yüzde 7.4 oranında arttı, ithalat ise daha yüksek yüzde 9.9 oranında arttı.
Otomotiv sektöründe ithal aramalı girdi oranı daha yüksektir. Bu alanda elle tutulur ve tutarlı bir araştırma yoktur ve fakat bazı rakamlara göre yüzde 70’ten fazladır. Yani Türkiye 100 dolarlık araç ihracat edebilmek için 70 dolar ithalat yapmak zorunludur.
Dahası genellikle ihraç ettiğimiz otomobil kadar da ithal ediyoruz. Yani bu sektörde net dış ticaret artı değil. Bazı yıllar, bir yıl itibariyle 1- 2milyar dolayında açık, bazı yıllarda da fazla vermişiz.
O zaman otomotiv sektöründe ithal girdi kadar açık veriyoruz demektir.
Türkiye her şeyden önce üretimde ithalata bağımlı olmaktan kurtulmalıdır. Bunun içinde yerli aramalı ve hammadde üretimini artırmak zorundayız.
Bu gerçekler varken, ekonomiye şaşı bakmak önce hem siyasi iktidarı rehavete sokar. Sonra Cezasını millet çeker.