İkinci tur tarihi 28 Mayıs’a kadar, piyasa hareketlerinin daralması, işletmelerin beklemede kalması normaldir. Ancak önceden biriken istikrar ve güven sorunu, bu süreyi daha kırılgan ve riskli yapıyor.
1- En kritik sorun, döviz sorunudur. Dün bankalar arası işlemlerde 19,67 TL olan dolar kuru, Kapalıçarşı’da yüzde 15 daha yüksek ve 22,60 TL idi. Yüzde 15 fark ikili piyasa yapısı ve karaborsa demektir. Ancak dalgalı kur sistemi olduğu için adına karaborsa denilmiyor.
Merkez Bankasının talimatı ile bankalar döviz -alış ve satış kuru arasında yüzde 10 fark yaratarak yoldan döviz satışını kısıtlamış oldu. Kaldı ki bankalar döviz çekmek isteyenlere istedikleri dövizi hemen veremiyorlar. Çünkü fiziki olarak döviz bulamıyorlar.
Öte yandan kuru tutmak için kamu bankaları döviz sattı ve fakat yeterli çare olmadı.
Dalgalı kur sisteminde aşırı döviz hareketlerini Merkez bankası döviz alarak ve satarak ayarlar. Ancak Merkez bankasının resmi rezervleri eksi 73 milyar dolardır. Dövize müdahalesi sınırlı kalıyor.
Kamu bankalarının görevi, kuru tutmak değil. Çünkü bu bankaların pozisyon açıklarının maliyetini ve zararlarını toplum çekiyor.
Ayrıca seçim ikinci tura kaldığı için, yabancılar borsada satış yaptılar.
Bu süreçte tek çözüm yüksek faizle kısa vadeli dış borç bulmak kalıyor.
2- Para ve sermaye piyasalarında borsa düştü. Bankalar nakdi kredileri daralttı. Mevduat faizi yüzde 40’a çıktı.
Merkez Bankasının bankalara aşırı müdahalesi, bankaların piyasa kuralları dışına çıkmasına ve aksak rekabete neden oluyor. Kırılganlık artıyor.
Merkez Bankası müdahalesi güven sorunu yaratıyor. Bu nedenle MB piyasa kurallarına aykırı kararlar vermemeli ve bankalara müdahaleyi en aza indirmelidir.
3- Bütçe açıkları arttı. Beklenti bu sene açığın yüksek olacağı yönündedir. 2023 bütçesinde açık hedefi 659,4 milyar dolardır. Ocak-Nisan 4 aylık açık 382,4 milyar liradır ve toplam hedefin yüzde 58’i kadardır.
Memur alımının artması, maaş ve ücret artışları, EYT‘liler, deprem maliyetleri, bütçe açığının daha da artmasına neden olacaktır. Bütçe açığının artması, kamu iç ve dış borçlarının artmasına neden olur. Ayrıca cari harcamaların artması enflasyona yansır.
Ancak bütçe açıkları sorunu, döviz sorunu gibi anında piyasayı ve fiyatları etkilemez. Gecikmeli etkiler. Bu nedenle 28 Mayıs’a kadar bütçe ilave bir maliyet getirecek ama şok bir etki yapmayacaktır.
28 Mayıs sonrasında, siyasi iktidar bugüne kadar uyguladığı iktisat politikalarını terk edip, denenmiş ortadoks politikalara dönmeli, popülizme ara vermeli, yerli ve yabancı sermayeye güven vermelidir.