TÜİK, bu sene Nisan-Mayıs -Haziran, ikinci çeyrek GSYH ‘da büyüme oranını yüzde 2,5 olarak açıkladı.
BETAM’ da; Kesinleşen Nisan, Mayıs ve Haziran ayı GSYH öncü göstergeleri ile yaptığımız hesaplamalara göre Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 0,6 oranında küçülmesini bekliyoruz.’’ tahmininde bulunmuştu.
1- Büyüme trendi düştü.
Son iki buçuk yıl çeyrekler itibariyle, büyüme oranlarına bakarsak, ekonomi durgunluğa giriyor. Geçen sene ikinci çeyrekte yüzde 4,6 olan büyüme oranı bu sene yüzde 2,5’ a geriledi. (Aşağıdaki grafik)
2- Sanayide daralma;
İkinci çeyrekte, sanayi sektörü yüzde 1,8 oranında, İmalat sanayii ise yüzde 2,9 oranında daraldı.
Ekonomide durgunluk reel sektörden başlar. Finans sektöründe daralma yerine ani iflaslar olur. Bu nedenle sanayi sektörü ve sanayi sektörü içinde yüzde 80 oranında yer tutan imalat sanayiinde eksi büyüme, hem daralmayı hem de işsizlik artışına sinyaldir. (Aşağıdaki Grafik)
3- Yine talebe bağlı büyüme ;
İkinci çeyrekte harcamalar olarak büyüme;
- Hane halkı tüketim harcamalarında yüzde 2,5
- Devletin nihai tüketim harcamalarında yüzde 0,7
- Sabit sermaye oluşumunda yüzde 0,5
- İhracatta yüzde 0,004
- İthalatta yüzde eksi 5,7 oldu.
4- Türkiye orta gelir tuzağından çıkamıyor.
GSYH Dünya sıralamasına göre, AK partinin ilk yılı olan 2003 yılında Türkiye 69 sırada idi. 2023 fert başına GSYH olarak yine 69 sıradadır. 2024 yılında da fert başına GSYH, Dünya ortalamasının altında ,12 765 dolar olarak bekleniyor.
2023 yılında Dünya’da fert başına gelir ortalaması, 13 bin 359 dolar oldu. Türkiye ‘de ise 12bin 849 dolar idi. Ancak dün TÜİK 2023 büyüme oranı yayınladı ve 13 bin 243 dolar olduğunu açıkladı. Yine de Dünya ortalamasının altında kaldı.(Aşağıdaki Grafik)
Dezenflasyonist para politikaları ister istemez büyüme oranında düşmeye neden olur. Ancak Türkiye de hükümet inatla yalnızca para politikası ve sıcak para girişi ile istikrar sorununu çözmeye çalışıyor. Bu nedenle Türkiye ‘nin dezenflasyonist politikaları, rasyonel olmaktan uzaktır.
Türkiye’nin önce ekonomik altyapı ve güven sorunu çözmesi gerekir.
Bu sorunlar; demokrasi, hukuk, mülkiyet güvencesi ve milyonlarca yabancı sığınmacı sorunudur.
İkincisi, yapısal sorunları çözmesi gerekir. Bu sorunlar da;
Yapısal sorunlar;
- Demokratik ve hukuki altyapı ve güven sorunu;
- Kurumsal yapıda bozulma;
- Kırılgan ekonomik yapı,
- Piyasada oligopol yapı,
- İthalata bağımlı üretim yapısı;
- Toplam Faktör verimliliğinin düşük olması,
- Sektörel dengesizlik ve sanayide düşük kapasitedir.
Demokratik ve hukuki altyapıyı, bu günkü iktidar istese de çözemez. Aksi halde ittifak dağılır. Yapısal sorunları çözmek için de planlama yapmak ve istikrar programı hazırlamak gerekir.