EKONOMİDE KÖRLÜK

Rahmetli Özal döneminde, herkes kendini iktisatçı olarak görmeye başlamıştı. 1980 ve öncesi ekonomide ortaya çıkan kötü şartlar, herkesi çözüm için arayışa zorlamıştı.

Aslında ekonomi, sosyal yaşamın bir parçasıdır… Herkes içinde olduğu bu yaşamı yorumlayabilir… Ne var ki  ekonomi  bu kadarla sınırlı değil… İçinde bulunduğumuz durum ve zamanda elimizdeki sonuçlar ve rakamlar, statik durumu yansıtır. Oysa iktisatta  dinamik analiz  farklıdır… Ekonomik konjonktürün nereye gideceğini  ancak dinamik bir analiz içinde tahmin edebilirsiniz…

Ayrıca, iktisat politikalarının ve politika sonucu ortaya çıkan makro  göstergelerin, sosyal fayda ve sosyal maliyetini de göz önünde bulundurmak, tahlil etmek gerekir.

İktisat politikaları  iki tarafı kesen bıçak gibidir… Eğer ters tarafı daha çok kesmişse, o politikanın sosyal maliyeti, topluma verdiği zarar, getirdiği  faydadan daha yüksek demektir.

Bu anlamda büyümeyi farklı yorumlayanlara Başbakan dahil bazı insanların tepki göstermesini bu açıdan değerlendirmek gerekir… Zira iktisat altyapısı olmayanların  istikrarsız büyümenin  cari açık, dış borç ve zengin- fakir farkının açılması gibi maliyetler getirdiğini anlamaları da mümkün değildir…

Zaten Atalarımız da ‘’Kem (kötü) söz sahibinin” demişler…

Öte yandan, ekonomi yalnızca görünen rakamlar demek değildir… Örneğin, borçların Gayri Safi Milli Hasılaya oranı çok yüksek değildir… Ve fakat, vadeleri kısadır… Faizleri yüksektir… Dövizle borç oranı yüksektir… Ve bu nedenledir ki, IMF başkan vekili Kurugen’de borçlarınıza dikkat edin diyor…

Yine cari açık dış borç ve sıcak parayla kapatıldığı için olumsuz etkilerini hissetmiyoruz…  Ancak ekonomide kırılganlık artıyor… Bu nedenle yabancı sermaye gelmiyor… Bu nedenle 2004 yılında yerleşikler  bir milyar dolara yakın  sermayeyi yurt dışında yatırırım yapmak için çıkardılar.

Yine faiz dışı fazla oranı, IMF’nin istediğinden daha fazla oranda. Yüzde 7 oldu. Ancak ne pahasına oldu… Devlet altyapı yatırımı yapmadı… Eğitim ve sağlık hizmetleri durdu… Toplum sıkıntı içinde… Devlet hiç hizmet yapmazsa, bu defa faiz dışı fazla 4 katına çıkar… Ne var ki, bu defa da ortada insan kalmaz… Ekonomi yönetmek, okulsuz Milli Eğitim İdare etmeye benzer.

Eğer ekonomi bu kadar kolay olsaydı, o zaman ekonomi bilimine gerek kalmazdı… Bir iktisatçının, kalp ameliyatı için ahkam kesmesi ne kadar yanlışsa, iktisat alt yapısı olmayanların da iktisat konusunda ahkam kesmeleri o kadar  yanlıştır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir