Kısır döngü, eski adıyla fasit daire, kedinin kuyruğunu kovalaması gibi, çıkışı olmayan, döndükçe aynı noktaya gelen bir süreci ifade eder.
1)İçinde bulunduğumuz, siyasi ve ekonomik sorunlar birbirini olumsuz etkiliyor. Siyasetle ekonomi arasında bir kısır döngü oluştu.
Siyasette uzlaşmazlık ve kaos, ekonomide belirsizliği ve kırılganlığı artırıyor.
Şimdiye kadar birçok resmi ve özel kurum Türk ekonomisinin kırılgan olduğunu açıkladı. Maalesef açıklamaya da devam ediyor.
Standart and poor’s Türkiye’nin içinde bulunduğu beş ülkenin FED riskinin (FED’İN faiz artırmasına karşı oluşacak risk ) yüksek olduğunu, Borç seviyesinde tıkanma olacağını ve Çin ekonomisinde yavaşlamadan etkileneceğini belirtti.
Dünya ekonomik formu da, 2015 yılında Türkiye’nin 140 ülke arasında 51 sırada yer aldığını, geçen seneye göre 6 sıra geriye gittiğini açıkladı. Türk ekonomisinin rekabet gücünün gerilemesinde, siyasi çözümsüzlük, Jeopolitik çatışmalar, enflasyon, Finans sektöründe güven eksikliği ve özel yatırımlardaki gerilemenin etkili olduğunu açıkladı.
Ekonomideki sorunlar arttıkça, siyasi sorunlarda tırmanıyor. Mevcut durumda, ekonomiyi yönetmek ateşten gömlek olduğu için, muhalefet partileri koalisyona fazla gönüllü olmuyorlar. Halkın tepkilerini hafifletmek için siyasi iktidarlar inanç ve değerleri kullanıyorlar. Siyasette çözümsüzlük ortaya çıkıyor ve tekrar başa dönüyoruz. Siyasette çözümsüzlükte ekonomide belirsizliği ve kırılganlığı artırıyor.
2)Üretici ve tüketici güveni ile ekonomik sorunlar arasında da bir kısır döngü var.
TÜİK, ekonomik güven endeksini yayınladı. Bu endeks, tüketici endeksleri ile reel sektör endekslerinin bir bileşimi olarak yayınlanıyor. Endekse göre Tüketicinin de Üreticinin de güveni dibe vurdu. (Aşağıdaki tablo )
Ekonomik güven endeksi bu yılın başında 88.39 iken, Eylül ayında dip yaptı ve 70.89’a geriledi. Bu endekslerde 100 güven sınırıdır.
Endeksi oluşturan, Tüketici Güven Endeksi de Eylül ayında en düşük seviyeye indi. Üreticinin de güveni düştü. Hizmet ve Perakende sektörleri yılbaşında güven sınırında iken, Eylül ayında güvensizlik seviyesine geriledi.
Aynı şekilde ve ekonomiye olan güveni azalınca tüketici, harcamalarını erteler. İşçiler ekonomik sorunlar devam ederse işimi kaybederim, endişesi ile ihtiyaçlarını ertelerler. Tüketiciler tüketimini kontrollü yapar. Toplam talep düşer. Talep olmayınca üretim düşer. Büyüme oranı düşer, işsizlik artar.
Reel sektör güven duymazsa, yeni yatırım yapmaz, stok yapmaz. Yatırım olmayınca büyüme olumsuz etkilenir. Büyüme oranı düşer, işsizlik artar. Başa döneriz, üreticinin ve tüketicinin morali bozulur. Üretici ve tüketicinin güveni düşer.
Ekonomiyi içinde bulunduğu bu kısır döngüden çıkarmak zor değil. Önce siyasette uzlaşma sağlamak gerekir. Sonra da planlama yaparak, yapısal önlemleri de içeren yeni politikalar oluşturmak gerekir.