EKONOMİ HAMASET KALDIRMAZ

Siyasette milli duygular, Vatan-Millet üstüne hamaset yapmak kolaydır. Buradan çıkacak olumsuz sonuçlar çok gecikmeli olarak ortaya çıkar.

 

Ekonomi üstüne hamaset yapmak ise ters teper. İşsiz kalmış yahut geçimini sağlamakta zorlanan insanlara ekonomide her şey güllük-gülistanlık derseniz, ikna edemezsiniz. Bu nedenlidir ki, uzun durgunluk dönemlerinde İktisadi Kaos yaşanan ekonomilerde siyasi iktidarlar hamaset yapsa da daha fazla yaşayamıyor.

 

Referandumdan önce ekonomiyle ilgili Bakanlar ve Siyasiler referandumu bir sıçrama noktası olarak değerlendiriyorlardı.  Şimdi Referandum sonrası aynı hamasete devam ediyorlar. Gerçekte ise referandum tartışmaları ekonomiyi de olumsuz etkilemeye başladı.

 

 

 

 

Avrupa İşbirliği ve güvenlik teşkilatı (AGİT)’i bizimde içinde bulunduğumuz 35 devlet imzaladı. AGİT 10 temel ilkesi vardır… Bunlardan birisi de İnsan hakları ve temel özgürlüklere saygıdır. Bu anlamda AGİT’in referandum raporu dış dünyanın ve özellikle Avrupa’nın Türkiye’ye bakış açısını olumsuz etkileyecektir. Zira Avrupa her zaman Demokrasi ve insan haklarını, siyasi ve ekonomik çıkarlardan daha önde tutmaktadır.

Bu rapor zaten bozuk olan Avrupa-Türkiye ilişkileri daha da bozacağa benziyor. Elbette bu sorun ekonomik ilişkileri, yabancı sermaye girişlerini ve Turizm sektörlerini de olumsuz etkileyecektir.

 

IMF’nin Küresel ekonomik görünen raporunda, Avrupa’nın Doğu Avrupa ülkeleri gibi gelişmekte olan ülkelerinde ekonomik görünümün olumlu bir trend içine girdiği ve fakat Türkiye’de ise durumunun aynı olmadığı vurgulanıyor.

 

Moody’s raporlarında, olumsuz siyasi havanın devam ettiğine OHAL’in iş ve tüketici güvenini zedelediği ifade ediliyor.

Fitch  ise  Türkiye ‘nin dış finansman  kırılganlıklarına  dikkat çekiyor. Yapılan eksikliklerin giderilmesini ve kırılganlıkları azaltacak reformların uygulanmasının önemine işaret  ediyor.

 

Özetle, tüm uluslararası kurum ve kuruluşların Türkiye ile ilgili ortak kaygusu, cari açık nedeniyle oluşan dış finansman sorundur.

 

Maalesef sorun giderek te tırmanıyor… Zira MB verilerine göre 2017 yılının ilk iki ayında Turizm geliri geçen yıla göre yüzde 15.2 oranında azaldı.

 

Yabancı sermaye olarak, borsaya yabancı sermaye girişi var… Ancak sıcak para kalıcı bir döviz imkanı yaratmaz. Kalıcı olması için doğrudan yabancı yatırım sermayesi ‘nin artması gerekir. Maalesef doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişinde gerileme var.

 

Asıl mesele Türkiye Turizm potansiyelini kullanamıyor. Sektörde mevcut ve yeni yatırımlar için bir bürokrasi duvarı var. Dış politikada Turizm yok gibi bir anlayış var.

 

Dış borçlara gelince, şimdilik özel sektör dışarıda bulunan dövizleri ile dış borçları çevirebiliyor. Ancak bunun da bir sınırı var.

 

Nihayet, tekrar etmek gerekir ki, Avrupa ile ilişkilerde dış finansman açısından önemlidir.  Almanya ve Hollanda ile yaşadığımız referandum sıkıntısı, bu iki ülkeden gelen turist sayısını düşürdü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir