EGEMENLİK KUŞATMA ALTINDA

Devlet millet topluluğundan oluşan bir tüzel varlıktır.

 

Anayasamızda ‘’Egemenlik kayıtsı şartsız milletindir ‘’ diyor.

Cumhuriyetin ve Devletin dini temellere dayanmasını isteyenler  Cumhuriyetin ve devletin temel şartı olan egemenlik şartını, dini motifleri öne sürerek  istismar ediyorlar.

 

Bir Milletin var olması , onun egemenlik hakkını elde etmesiyle mümkün olur.

 

Geçmişte ulusların egemenliği , silah zoruyla elden gidiyordu.. Sömürgeler vardı..Bu gün şartlar değişti.. Bu gün bir çok ülkede egemenlik uluslararası spekülatif sermayenin kuşatması altında kaldı.

 

 

 

Ekonomik kuşatmanın hedefi egemenlik hakkıdır.

 

1)Bir yabancının oturmak veya yatırım yapmak için kat , bina veya  toprak almasında , bir sakınca yoktur. Hatta bu gibilerin dış ülkelerde  Türkiye lehine  bir Lobi oluşturmaları da yararlı olur. Buna karşılık, bazı bölgelerimizde bazı yabancıların çok büyük arazi almasının makul bir izahı yoktur. Ve maalesef önemli bu arazi satışlarından ortaya çıkan hakların istismar edilmesi , uluslararası düzeyde hak iddia edilmesi her zaman mümkündür.

 

Bu nedenle askerin itirazı sonucu iki yıl önce  arazi satışlarına metrekare sınırı getirildi.

 

Türkiye ye 3- 4 yıldır , İzmit’teki otomativ yatırımı dışında dişe dokunan bir yabancı sermaye yatırımı yapılmadı . 2006 yılında gelen 19- 20 milyar dolarlık yabancı sermaye de , Türkiye de altyapı yatırımlarını  , karlı şirketleri , kamu işletmelerini ve özellikle bankaları  satın almak için geldi.

 

YABANCIYA SATIŞ  ULUSAL POLİTİKAYI ENGELLER

 

Bir ekonomide , limanlar , ulaştırma ve haberleşme gibi altyapı yatırımları , stratejik öneme sahiptir. Eğer yarın olası bir savaş durumunda bunlara el koyarsak , sermaye sahibi gelişmiş ülkeler boş durmaz. Iraktaki sorunların temelinde petrol sorunu olduğu açıktır.

 

2) Bankaların yabancıya satışına BDDK isterse sınır getirebilir.. Ne var ki BDDK Başkanı geçen sene  bir çok bankanın yabancıya satışına istemeyerek izin verdiğini söyledi. Anlaşılan odur ki AKP iktidarı bankaların yabancıya satışında direniyor . Gerçekte ise : 

 

  • Finans sektörü lobi oluşturmak yoluyla  bir ülkenin siyasetini önemli ölçüde etkiliyor. Çoğu zaman tayin ediyor.. Bankalar yabancılaşırsa  ulusal politika uygulamanın karşısına çıkacaklardır. AKP ‘yeniden iktidar olması zordur. Gelecek iktidarlar ekonomiyi toparlamak için ulusal politikalar uygulamak zorundadır. Yabancı sermayeli bankalar bu politikaları zora sokacaktır.

 

  • Bankalar siyaseti etkilemek ve istedikleri zemini oluşturmak için aynı zamanda medyaya el atıyor.. Türkiye’nin geleceği ile oynayan soroz’un açık toplum enstitüsü gibi fonlarla işbirliği yapıyorlar.. Çoğu yabancılaşınca , etkileri de artıyor.

 

  • Bankalar, reel sektörle ilişkileri noktasında , üretimi ve büyümeyi etkiliyor. Yeni yatırım ve üretim için faizlerin düşmesi gerekir.. Maalesef yabancı bankalar bu konuda hiçbir zaman işbirliği içinde olmadılar.

 

  • Bankaların risklerine gelecekte de bu toplum katlanacaktır.. Banka bir devlet imtiyazıdır.. Mevduatın bir kısmı devlet güvencesi altındadır.. Faaliyetteki bir banka karını dışarıya transfer edecektir.. Ancak bir kriz halinde , faaliyet izni iptal edilen bir bankanın yönetimi ve denetimi yasaya göre  fona geçecektir..  Yani batan banka yabancı banka da olsa , maliyetine bu toplum katlanacaktır.. 

 

  • Yabancı bankalar yerli bankalardan ve devlet bankalarından daha çok faiz alıyor..Örneğin kredi kartlarında en yüksek faizi , yüzde 91.5 akdi faizi ve yüzde 106  gecikme faizini alan ilk beş banka yabancı banka veya yabancı ortaklı bankadır.

 

  • Yabancılar  bugün banka almak için para getiriyor..Cari açık kapanıyor.. Ancak aynı yabancılar yarın kar transfer ederek cari açığın daha çok artmasına neden olacaklardır.

 

EKONOMİYİ SICAK PARA YÖNETİYOR

3)Sıcak para stoku 74 milyar doları geçti. Sıcak para spekülatif kar peşinde koşan paradır. Bu nedenle hiçbir ülkenin gözünün yaşına bakmaz.  

Zaten bu gün enflasyon yüzde 10 iken , faizlerin yüzde 20 , kredi faizlerinin yüzde 30 olmasının nedeni sıcak paradır. Sıcak para kaçmasın diye MB faizleri indirmekten korkuyor.. Ayrıca sıcak para olduğu için , ülke riski yüksektir..Bu da faizlerin yüksek olmasına neden oluyor.

Özetle , faiz oranlarını sıcak para kontrol ediyor.. Bu Ülkenin eğenlik hakkına saldırı değil mi ?

 

AKP hükümeti kur düşsün ve suni bir iyileşme olsun diye , ipleri sıcak paranın eline verdi . Gelecek iktidarın sıcak parayı çözmesi de çok kolay olmayacaktır.. Bu defa sıcak para çıkışı , kırılganlığı daha çok artıracaktır.

Faizi de Sıcak para kontrol ediyor .. Sıcak para  girişi  döviz arzını artırıyor.. Kurlar düşük kalıyor.. YTL değerleniyor.. Bu nedenle cari açık artıyor..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir