Galiba insanlara refah battı… Çünkü dünya yine aynı insanlar tarafından ekonomik ve siyasi tehdit altına sokuldu.
Küreselleşmenin tökezlemesi ekonomik tehdit, popülizmin artması ve otokrasiye gidiş siyasi tehdittir.
Freedom House 2017 Dünya Raporu’na göre (Freedom in The World 2017 ) , 1986 ile 2006 yılları arasında dünya ülkelerinde, siyasi haklar ve sivil özgürlüklerde artış yaşanmışken, son on yılda düşüş eğilimi ortaya çıktı.
++++++++++++++++++++++++
Dünyada Ülkeler Özgürlük Endeksi (Yüzde )
Yıllar Özgür Kısmen Özgür Özgür Olmayan
1986 34 34 32
1996 41 31 28
2006 47 30 23
2016 45 30 25
Kaynak: Fredoom House
+++++++++++++++++++++++++++++++++++
Yukarıdaki tabloya göre, 2006’ya kadar özgür ülke sayısı 34’ten 47’ye çıkmış. Ancak son on yılda 45’e gerilemiştir. Özgür olmayan ülke sayısı da 23’e düşmüşken son on yılda 25’e yükselmiştir.
Öte yandan yine dünyada 2016 yılında son yılda, siyasal haklar ve sivil özgürlükler konusunda, 67 ülkede düşüş yaşanmış, buna karşılık 36 ülkede kazanım yaşanmıştır.
Son on yılda söz konusu demokratik haklarını en fazla kaybeden ülkeler içinde Türkiye ikinci sırada, son bir yıl itibariyle ise ilk sırada yer alıyor.
+++++++++++++++++++++++++
2015’ten 2016’ya, Bir Yılda Özgürlüklerde En Fazla Kaybeden ve Kazanan Ülkeler
Freedom Değerlen
dirmesi
Ülke Özgürlük Durumu Kayıp Veya Kazanç
(Yüzde Puan)
Türkiye Kısmen Özgür -15
Güney Sudan Özgür Değil -10
Libya Özgür Değil -7
Nikaragua Yarı Özgür -7
Kongo Özgür Değil -6
Tacikistan Özgür Değil -5
Papua Yeni Gine Yarı Özgür +5
Burkino Faso Yarı Özgür +4
Myanmar Yarı Özgür +4
Orta Afrika Cum. Yarı Özgür +3
Arjantin Özgür +3
Somali Özgür Değil +3
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Kendimizi yukarıda listede yer alan ülkelerle ve ayrıca 2023’te dünyanın ilk onuna girme iddiamızı yan yana koyarsak, üzülmekten başka bir çıkış yolumuz kalmıyor.
Öte yandan, AB Konseyi Başkanı Tusk da Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde, insan hakları konusunu gündeme getirdiğini belirtiyor. Avrupa, hukukun üstünlüğü, siyasi özgürlükler ve insan haklarına, siyasi ve ekonomik ilişkilerden daha fazla önem veriyor.
Türkiye bu anlamda daha hassas olmalıdır. Aksi halde insan hakları konusundan dünyaya vereceğimiz olumsuz bir imaj, başta AB, dış ilişkiler ve ekonomik ilişkilerimizi de olumsuz etkileyecektir.
Biz eğer Osmanlı geçmişimizle övünmek istiyorsak, çağdaş değer olan insanı ön plana çıkarmalıyız. Artık ülkelerin prestiji insan haklarına verdiği değerle ölçülüyor.