DÜNYAYA YENİ DÜZEN GEREKİYOR

Dünya ekonomisinde İktisat Politikaları, belirli zaman içinde değişiyor. Örneğin, 1980’li yıllardan başlayarak çok hızlı gelişen küreselleşme, bu gün can çekişmeye başladı. Küreselleşme dünyada piyasaları daha kırılgan yaptı… Hem de zengin ve fakir ülkeler arasındaki farkı daha da artırdı. Kur dengeleri bozuldu. Cari açık verenler kaybetti… Cari fazla verenler kazandı. Ekonomik kriz aralıkları sıklaştı.

 

 

Şimdi, “ne yaparız da küreselleşmenin getirdiği kırılganlığı ve sosyal maliyetleri ortadan kaldırırız?” soruları gündeme gelmeye başladı.

 

İkinci Dünya savaşından sonra, dünya parasal düzenini kurmak ve kalkınma sorunlarını çözmek için, 1944 yılında doları anahtar alan Bretton- Woods sistemi kuruldu. Bretton-Woods ikizleri, İMF ve Dünya Bankası kuruldu. Bu gün, kur istikrarı ve ekonomik istikrar sağlamakla görevli olan IMF’nin modası geçti… Zira dünyada kur savaşları oluyor. Herkes kendi parasının değerini daha düşük tutarak, dış rekabet gücünü artırmak istiyor. Dünya Bankasının, yoksul ülkelerin kalkınması için gösterdiği çabalar ise, devede kulak düzeyinde kaldı. Sonuç çıkmadı.

 

2009 krizinden önce, o zamanki IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn, “Global Finansal Sistem erimeye başladı” demişti.

 O zamanki Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick “yeni küresel ekonomi için çağdaş birçok taraflı sistem gerekiyor’’ şeklinde konuşmuştu. Birçok ülke o gün ve bu gün, yeni bir finansal kriz yaşanmaması için dünya finans sisteminde reform yapılmasını istiyor.

 Para ve sermaye piyasaları çalışmıyor… Para piyasası hedge fonların ve spekülatif sermayenin kontrolüne girdi. 

 

Bu güne kadar başbakan ve bakanlar, “Türkiye’ye şu kadar yabancı yatırım sermayesi geldi” diye övündüler. Yatırım sermayesi dedikleri, borsaya gelen sıcak para, karlı işletmeleri satın almaya gelen spekülatif sermaye ve hedge fonlardır.

 

Şimdiye kadar reel sektörde yatırım yapan bir sermaye olarak İzmit’te bir otomotiv fabrikası var. AKP iktidarında bundan başka reel sektörde yapılan bir yatırım yoktur.

 

Sermaye piyasasına gelince, Borsa bir kumar masasıdır… Bu masada bu güne kadar hep masa kazandı. Nasıl ki kumarda oynayanlar hep kaybeder… Hep mano kazanırsa, borsa da hep aracılar kazanır.

 Borsa küçük ve dağınık tasarrufların yatırıma yönelmesini sağlayan bir araç olarak düşünülmüştür. Bizim gibi ülkelerin kalkınmasında teorik olarak çok önemli bir kurumdur. Ne var ki Sermaye piyasalarının ve borsanın bu yapısı ile yararlı olması mümkün değildir. Tersine artık borsa spekülatif piyasa haline gelmiştir. Bu nedenle, sermaye piyasası ve borsa tanımlarını yeniden ele almak ve bu piyasaları yeniden düzenlemek gerekir. Örneğin, borsada kağıt satın alanın bu kağıdı en az bir hafta elinde tutmasını zorunlu kılmak gerekir. Aynı hisse senedini, aynı kişi bir günde beş defa alıp- satarsa Elbette borsa kumar masası olacaktır.

 

Bundan sonra, küreselleşme yerine, herkesin daha refah içinde olabileceği bir yeni dünya düzeni aramalıyız.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir