DOLAR DAHA UÇAR MI?

İki senedir, yapılan FED faiz artıracak mı tartışması yarın sona erecek gibi görünüyor. Tartışmanın, hem ABD’ ye, hem de gelişmekte olan ülkelere zararı oldu. Spekülasyonlar sonucu dolar dünya paraları karşısında değer kazandı. ABD’ nin diş rekabet gücünü düşürdü. Gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında büyük oranda değer kaybettiler ve bu nedenle devletin ve özel sektörün dolar cinsinden olan dış borçlarının karşılığı yükseldi. Yine Gelişmekte olan ülkelerin ihracatı aynı oranda artmadı. Bunun nedeni üretimlerinde ithal girdi payının yüksek olması ve üretimdeki yapısal sorunlardır.  

 

 

Türkiye de Kasım ayından Kasım ayına, bir yılda dolar kuru nominal olarak yüzde 28.52 oranında arttı. Kasımdan Kasıma Tüketici Fiyatları Endeksi  (TÜFE ) olarak enflasyon oranı da yüzde 8.1 oldu.  Enflasyonun etkisi giderildikten sonra doların reel getiri oranı yüzde 18.89 oldu. (Aşağıdaki  tablo )   

 

2014 yılı Kasım ayında, ay ortalaması olarak dolar kuru 2.2330 TL iken 2015 Kasım ayında ay ortalaması olarak 2.8773 TL oldu. Merkez bankası TÜFE bazlı reel kur endeksi 2014 Kasım ayında yüzde 106.94 iken 2015 Kasım ayında yüzde 99.48’e geriledi. Yani Geçen sene Kasım ayında TL dolar karşısında yüzde 6.94 oranında daha değerli idi. Bu sene kasım ayında tersine Dolar 0.52 daha değerlidir. Dolar 3 lira olursa, TL karşısında yüzde 4.3 oranında daha değerli oluyor.   

Siyasi ve sosyal bir sorun doları daha çok artırır. Ancak MB faizleri normal düzeyine çıkarırsa, dolarda aşırı artış beklemek te doğru olmaz.  

Muhtemelen çarşambadan sonra dolar kuru daha dengeli olacaktır. Zira bu güne kadar FED kararını farklı yorumlayarak dolar üstünden çok spekülasyon yapıldı. 

Son bir yılda, Dolardan sonra en fazla reel getiriyi altın sağladı… Aslında altın geçen sene Kasım ayında yine yıllık olarak yüzde -.67 oranında reel kayıp getirmişti. Bu sene yüzde 9.57 oranında reel getiri sağladı. 

Mevduat faizi 2012 yılından beri reel kayıp getiriyor. 2014 yılında yıllık brüt reel getiri oranı eksi 3.74 ve 2015 Kasıma ayında ise eksi 2.90 oldu.

Eğer stopajı da katarsak, iki yıl önce satın alma gücü 100 lira olan bir mevduatın iki sene sonra satın alma gücü 93 liraya gerilemiş oluyor. Başka bir ifade ile mevduata yatırmadan önce mevcut parasıyla 100 yumurta alan birisi, iki sene sonra bankadan parasını çekince, bu parayla ancak 93 yumurta satın alabiliyor. Aradaki yüzde 7 fark,  eksi faiz yoluyla mevduat sahibinden bankaya yapılan gelir transferidir.  Bunun için ve reel faizler yüksek olduğu için her yıl sanayi yüzde 2 –  3 büyürken bankacılık sektörü yüzde 10 ile yüzde 15 arasında büyüyor. Mevduat sahibi bankaları faiz yoluyla zenginleştirmiş oluyor.  

Bu gerçeğe rağmen, Cumhurbaşkanı ve Hükümet neden Merkez Bankasını faiz artırmasın diye sıkıştırıyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir