DIŞ BORÇLAR HEPİMİZİN BORCUDUR

İç ve dış borç stoku açıklanırken, yalnızca kamu iç borç stoku açıklanıyor… Çünkü devletin aldığı iç borçlar hepimizi ilgilendiriyor. İç borçlarla yapılan bütçe harcamaları hepimiz için yapılıyor. Yine bu borçlar hepimizin vergileri ile geri ödeniyor.

 

 

Dış borçlara gelince, İster devlet alsın, ister özel sektör alsın dış borçlar Türkiye’nin dış borcudur.  Nedenleri ise:

 

1)    Dış borç alındığında, Türkiye’ye döviz veya mal ve hizmet olarak kaynak girişi oluyor. Kaynak girişi ,iç  tasarruf açığını kapatıyor.   Milli gelirin artmasına imkan veriyor. Büyüme hızı artıyor. Bundan da herkes yararlanıyor. 

2)    Dış borç anapara ve faizleri geri ödendiğinde ise  tersine kaynak çıkışı oluyor. Ekonomide büyüme olumsuz etkileniyor. O kadar ki , geri ödenen dış borç anapara ve faizleri ile  yine yurt dışına  faiz ve kar çıkışı ile birlikte değerlendirilirse , bunlardan oluşan  toplam kaynak çıkışı , büyüme oranından daha fazla ise , ülkede fakirleşme başlar.

3)    Dış borcu ve faizini geri ödemek için TL’ yi ayrıca dövize çevirmek gerekir. Bu durum dövize olan talebi artırır. Döviz fiyatları artar. Sıcak para girişinin bir yerde  durması kaçınılmazdır. O zaman kur artışı , ithalat yoluyla enflasyonu artırır..  Döviz sıkıntısı ortaya çıkabilir. Döviz her zaman bizim yumuşak karnımız olmuştur. Bol sıcak para girişi , bu sorunu unutturmasın. Çünkü Türkiye ye ciddi fiziki yatırım için döviz gelmiyor. Hatta karlı işletmeleri satın almak için gelen yabancı yatırım sermayesinde de azalma var.

 

2012   İkinci  çeyrek te Türkiye’nin brüt dış borç stoku 323.5 milyar  dolardır. Dış borç stoku  geçen sene aynı döneme göre 16.8 milyar dolar artmıştır.

 

Öte yandan 2002 yılında  Toplam dış borç stoku 129.6 milyar dolar idi. Yani AKP iktidarında 193.6 milyar dolar arttı. Başka bir ifade ile  son  10 yılda Türkiye 2002 yılına kadar geçen 80 yıldan daha fazla dış borç aldı.  

 

Toplam dış borçların ,212.5 milyar doları özel sektöre aittir.

 

Dış borç stokunun ağır olup olmadığı , ekonominin ödeme kapasitesine bağlıdır.

 

1)    Dış borçlar için her sene faiz ödüyoruz. Son yıllarda faizde düşme var. Ancak yine de geçen sene 1.1 milyar dolar faiz ödemişiz. Faiz yükü dış borç yükünü artırıyor.

2)    Dış borçların uzun veya kısa vadeli olması da , dış borç yükünü etkiler. Türkiye’nin toplam dış borçları içinde 99 milyar doları bir yıldan kısa ,224.5 milyar doları da uzun vadelidir. Uzun vadeli dış borçlar , bir ödeme planı yapmaya daha elverişlidir. Kısa vadeli dış borçlar , konjonktürün daralma dönemlerinde sorun olabiliyor.

3)    Dış borçlarda bir gösterge de Dış borçların milli gelire oranıdır. Bu oran düşük olursa , yük daha az demektir. Türkiye’de bu oran yüzde 40’tır. Ancak yüksek büyüme ve yüksek  yabancı sermaye girişi olursa , yük azalır. Çünkü ekonominin ödeme kapasitesi artar. Aksi halde ödeme kapasitesi düşük olur. Dış borç ödeme sorun yaratabilir.

4)    Toplam dış borç stokunun ihracata oranı yüksekse , bu durumda ödeme kapasitesi düşük demektir. Türkiye de bu oran 225.2 dir ve yüksektir. Bu demektir ki ödeme kapasitesi düşüktür.  

5)    Özellikle kısa vadeli dış borçların ödenmesi açısından , TCMB rezervleri de önemli bir göstergedir. Türkiye de TCMB rezervleri dış borçların dörtte biri kadardır. Hatta rezervler kısa vadeli borçlardan daha azdır. Bu durumda , dış borç yükünün ağır ve dış borç ödeme riskinin olması demektir.

 

Özet olarak ,Türkiye de tasarruf yatırım açığı devam ettikçe , cari işlemler açığı devam ettikçe , varlık satışları azaldıkça , Türkiye’nin dış borçları artacaktır. Bu gün riskli olan dış borç stoku daha da ağır bir yük olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir