DIŞ AÇIĞI ÇÖZMELİYİZ

Bu sene Ocak-Mart üç aylık dış ticaret  açığımız 1.7Milyar Dolar oldu.. Üstelik bu üç ayda ,ihracatımız ,ithalatımızdan daha çok arttı.

 

Aslında geçmiş dönemlerde ithalat artışı daha fazla oluyordu.İhracat artışına rağmen ,dış ticaret açığımız devam edecek .. Çünkü iç üretim ithalata bağımlı oldu..Bu nedenledir ki ,ithalatımızın dörtte üçü üretime girdi olan ,hammadde ithalatından oluşur.

 

O halde sorun, iç üretimi ,ihracata dönük üretimi ,ithalat bağımlılığından kurtarmaktır. Bu da ancak kur politikasının değişmesiyle olur..Türkiye’nin Faiz – kur makasından kurtulması ile olur.

 

 

 

Öte yandan ,ihracatı arttırmak ve bölgesel  ürünlerin ihracatını sağlamak için ,sınır ticaretini geliştirmek ,önemli bir imkandır.Ne var ki bu imkanı gereği kadar kullanamıyoruz.

 

 

SINIR TİCARETİNİN ÖNÜ AÇILMALI ..

 

SINIR TİCARETİ

 

Sınır ticareti hem ihracatı daha fazla artırmak hemde ,

 

 

 Doğu ve Güneydoğu Anadolu ‘nun kalkınmasında sınır ticareti etkili bir araç olarak kullanılabilir..Mevcut sınır ticareti mevzuat ve uygulama sistemi çalıştırmıyor. Bugünkü sınır ticareti düzeninde,sınır ildeki esnafın ve vatandaşın diğer komşu ülkenin  yine komşu ilinden ne alıp satacağına Ankara karar veriyor..

 

2003 sonunda ,Sınır Ticaret Merkezi’nin kurulması için Bankalar Kurulu karar aldı. Sınır Ticaret Merkezi STM’lerin kurulacağı iller Bankalar Kurulu kararında Artvin,Ardahan,Kars,Ağrı,Van,Hakkari,Şırnak,Mardin,Şanlıurfa,Kilis ,Gaziantep, ve Hatay illerimiz şeklinde sayıldı..

 

Gel gel ki şimdiye kadar açılan bir kaç Sınır Ticaret Merkezi dışında bir gelişme olmadı.

 

 Türkiye’de sınır ticareti ile ilgili ilk uygulama 1979 yılında başlatılmış ve ilk defa Ağrı Valiliği, İran’ın Batı Azerbaycan Genel Valiliği arasında varılan mutabakat üzerine çeşitli tüketim malları verilmesine karşılık motorin, fuel-oil ve benzin alımı yapılmaya başlanmıştır.

 

Ağrı ile Gürbulak sınır kapısı’ndan İran’la yapılan sınır ticareti kısa bir duraklamadan sonra 1985 yılında yeniden canlanarak  sınır ticaretinin alanı daha da genişletilmiş ve uygulama Ağrı, Van, Hakkari illerinin , Gürbulak,Kadıköy ve Esendere kapılarında yapılır hale gelmiştir.Bakanlar Kurulu’nun 31 Ocak 1996 tarihli kararında iller ve sınır kapıları arasında,Iğdır’ın Dilucu sınır  kapısından Nahçivan’la ,Ardahan Türkgözü kapısından Gürcistan ve diğer B.D.T. ülkeleri ile sınır ticaretinin yapılmasına da izin verilmiştir.

 

SINIR TİCARETİNDE SORUNLAR

 

 Bizzat yaşadığım bir örnek olduğu için, Kars ve Ardahan’nın sınır ticareti sorunlarına değinmek istiyorum.

 

1992 yılına kadar Ardahan ve Iğdır Kars’ın İlçesi idi..

 

1960’lı yıllara kadar, Kars’ta fert başına gelir düzeyi, Türkiye ortalamasının üstündeydi… O tarihlerde İstanbul’daki vitrinleri aynen Kars’ta da bulabilirdiniz…

 

Yine o yıllarda Anadolu’nun birçok ilinden, örneğin Malatya’dan örneğin Sivas’tan İstanbul’a çok sayıda göç varken, bugünkü Kars-Ardahan ve Iğdır’dan sayılı birkaç zengin dışında göç nedir bilinmiyordu…

 

Kars’ın zenginliği, yoğun hayvancılık ve özellikle bu hayvanların Rusya’ya ihraç edilmesinden geliyordu…

 

Sonradan sınırlar kapanınca, Rusya daha ucuza hayvan üretmeye başlayınca, Kars-Ardahan ve Iğdır’ında talihi terse döndü.

 

Bugün için sınır ticareti Kars-Ardahan ve Iğdır için çok önemli bir imkandır… Zira Iğdır’ın İran, Nahçivan ve Ermenistan ile Kars’ın Ermenistan ile Ardahan ise Ermenistan ve Gürcistan’la sınırı vardır.

 

Ne yazık ki bu potansiyeli kullanamıyoruz.Aslında coğrafi bölge olarak bu üç ilimizin, Kafkas ülkeleri ile kültürel bağları vardır… Halk, bu insanlarla daha kolay anlaşabiliyorlar.Bunun içindir ki sınır ticareti bu üç ilde daha kolay yapılır…Daha verimli olur.

 

 

 Özet olarak Sınır ticaretinin önemi, pratik olması, bürokratik işlemlerin sınırlı olması ve bölgede oturan halkın imkanlarını değerlendirmek ve aynı zamanda , ihtiyaçlarını karşılamak açısından daha elverişli olmasından ileri geliyor. Bu imkanı kullanmak zorundayız.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir