DEVLET ZAYIFLARSA, HALK FAKİRLEŞİR

Küreselleşmenin getirdiği bir moda da özelleştirme ve paralel olarak devletin ekonomi içindeki yerini küçültme şeklinde oldu. Bizde özelleştirmede abartıya gidilerek, tekel niteliğindeki kamu altyapı yatırımları da satıldı.

Özelleşen kuruluşlar içinde Et-Balık kurumu piyasada spekülatif hareketleri önleyen ve piyasayı düzene sokan bir kuruluştu. Sonradan bu işin farkına varıldı.

Devleti piyasayı bozan değil, kuralları koyan, rekabetin önünü açan bir kurum olarak görmek gerekir. Ayrıca doğası gereği tekel niteliğinde olan kamu hizmetlerini özel sektöre verirseniz, piyasayı tekelleştirmiş olursunuz. 

 

 

Devletin varoluş nedenlerinin başında, halkın refah düzeyini artırmak gelir.. Halkın refah düzeyini Devlet hizmet yaparak sağlar… Kamu hizmetlerinden herkes aynı şekilde yararlandığı için bu hizmetler gelir dağılımının düzelmesini sağlar. Yine devlet bedava eğitim ve sağlık hizmeti sunarak, fırsat eşitliği yaratır… Kalkınma ve refah için Tarımda destekleme yapar.

2001 yılından beri Devletin ekonomi içindeki payı, kamu harcamaları kısılarak yapılıyor. Kamu harcamalarının etkin kullanılması için lüzumsuz harcamaları kısmak gerekir. Ne var ki Kamu harcamalarında kısıntı, altyapı yatırımlarında olursa bundan tüm ekonomi zarar görecektir.

2001 yılından beri kamu yatırımları yarı yarıya azaldı.  Özellikle, altyapı yetersizliği ilave bir risk olarak ortaya çıktı. Bu günlerde Vergilerin belirli guruplara yoğunlaşması tartışılıyor. Özel sektör de kamplaştı. Bunun için özel sektör de uzun dönemli yatırım yapmıyor… Spekülatif alanları ve kayıt dışılığı tercih ediyor.  Yatırım eksikliği ücretlerde sürekliliği engelliyor. İşsizliği artırıyor. 

Yine, atıl yatırımları kısmak, bütçeden yapılan ölü yatırımları kaldırmak, bir tasarruftur… Ancak, eğitim, sağlık gibi altyapı insana yapılan yatırımları kısmak tasarruf değildir... Şimdi hükümet sağlık harcamalarında kısıntıya gitmeyi planlıyor. Bunlar eninde sonunda halkın cebine bir maliyet olarak yansıyor.

Kaldı ki, sağlık ve eğitim yatırımlarını büyük ölçüde piyasaya bırakıldı. Sistem allak –bullak oldu.  Resmi okullara gereği kadar ödenek ayrılmadığı için, bu defa resmi okullar eğitimi yürütmek için gerekli olan parayı halktan çeşitli yollara saparak topluyor. Veya altyapı bakımından yetersiz kalınca özel okullar devreye giriyor…

Aynı şekilde devletin yaptığı sağlık hizmeti aksayınca, vatandaş özel sektörden aynı hizmeti üç –beş katı fiyatla alıyor. Sonuçta Halkın eğitim ve sağlık giderleri artıyor. Diğer mallardan daha az satın alabiliyor.

Özelleştirme kapsamında Siyasi iktidar, enerji gibi, altyapı gibi stratejik ve gelir getiren devlet mallarını özelleştirdiği için, önümüzdeki yıllarda bunların gelirinden de mahrum olacağız…

Siyasi İktidar Köprüler ve paralı yoları da özelleştirecektir… Özelleştirilecek bu gelirler,  bugünkü açıklar kapatılsın diye devrediliyor… Yani bugünkü açığı kapatmak için yarınki gelirler satılıyor… Üstelik bu gelirlerin devredilmesi halinde, bir iskonto oranı uygulanacaktır… Bu oran faizden yüksekse, devlet kaybedecektir…

Bunların satılması bir nevi devletin borçlanmasıdır. Siyasi iktidar borç stokunu düşük göstermek bu gibi hileli yollara başvuruyor. 

Netice olarak devleti zayıflatmak, siyasi veya gelir amaçlı olduğu için, bundan bütün toplum zarar görmüştür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir