Türk Dil Kurumu sözlüğünde Demokrasi “Halkın eğemenliği temeline dayanan yönetim biçimi‘’ olarak tarif edilmektedir. Demokratikleşme ise, demokrasiye uygun hale getirmek demektir.
Türkiye’de kimse demokratikleşme karşısında değildir… Demokrasiyi aksatan siyasi iktidardır… Muhalafetin Basksına rağmen, “Dokunulmazlığı” kaldırmıyor…
Başbakan ve malum görüşmede bulunanlar demokratikleşmeyi yıllardır bilinen ABD’nin Ortadoğu projesini gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanıyorlar.
Demokratikleşmenin halkın sorunlarını daha iyi duyurmanın bir yolu olmasıyla , PKK’yı muhatap alıp meşrulaştırmak bilerek veya bilmeyerek birbiriyle karıştırılıyor… Yine özgürlük yoksa güvenlik olmaz deniliyor…
Gerçek ise tam tersidir… Güvenlik olmadan özgürlük olmaz… Örneğin, eğer Türkiye’de bu gün özgürlük varsa bu askerin sağladığı güvenlik sayesindedir… 1960 ihtilali olmasaydı, tek parti diktatörlüğü olacaktı.. 1980 ihtilali olmasaydı, anarşi devam edecekti… (1980 ihtilalinin yozlaştırılması, idarecilerin zayıflığından doğmuştur.)
Öte yandan yine güvenlikle özgürlüğü karıştırırsak, Kürt sorunu ile PKK’yı birbirinden ayırmamız mümkün olmaz. Kaldı ki Türkiye’de Kürt sorunu olduğunu Başbakan söylüyor… Kürt olarak vasıflandırdığı insanların çoğunluğu aynı düşünmüyor… Zaten demokrasilerde toplumun sorunu olur… Toplumu oluşturan etnik gurupların ayrı ayrı sorunu olamaz… Kürt sorunu var demekte, Kürtleri azınlık olarak görmektir…
Öte yandan Başbakanın söylediği gibi bir kürt sorunu varsa, bunu neden Ankara’da çözmüyor… İstanbul’da çözmüyor. Neden Görüşenler Diyarbakır’a git diyor? Başbakan da Diyarbakır’a gidiyor? Diyarbakır’la Konya’nın bir farkı mı var? Eğer varsa asıl sorun bu demektir… Ayrıca “Başbakan orada siyasi, kültürel ve sosyal ve ekonomik mesajlarımız olacak” diyor .
Siyasi mesaj ne demektir? Başbakan neyin yolunu yapıyor?
Başbakan Kürt meselesi derken, 3 Ekim görüşmelerine göz kırpıyor.
Siyasi iktidarın ve Başbakanın AB görüşmelerine bu kadar önem ve taviz vermesinin şu nedenleri olabilir :
1)Askerin kısıtlandığını söylediği ve bir bakanında ‘’olağanüstü hal’in kısıtlanması olarak yorumladığı , yetki sorunu… Başbakanın bazı YAŞ kararlarına muhalefet şerhi koyması da bu hususta bir anlaşmazlık olduğunu gösteriyor…
Ayrıca Askerin yetkilerini kısarak , AB’ye hoş görünmek istiyor .
2) Milli bütünlüğün, demokrasinin, devrimlerin, Laikliğin ve toplumsal refahın teminatı olarak görülen CHP’yi etkisiz kılmak…
3) Durgunluk, Cari açık ve işsizliğin tehdit ettiği ekonomik sorunları ertelemek… 3 ekim görüşmelerini piyasa olumlu olarak satın aldı… Olumsuzluk çıkarsa, ekonomi alt-üst olacak ve siyasi iktidar zora girecektir. Bu sebeple Başbakan her ne pahasına olursa olsun görüşmelerin olumlu geçmesini istiyor.
Demokraside tolerans sınırı geçilirse anarşi doğar.