Halen milletvekili genel seçimleri yüzde 10 baraj şeklinde ve nisbi temsil sistemi ile yapılmaktadır. Nisbi temsil veya oransal temsil sistemi, çoğunluk partisi dışındaki partilerin de kuvvetleri oranında üye seçmelerini sağlayan seçim biçimidir. Bu sistemde partiler oyları oranınca milletvekili çıkarırlar.
Türkiye’de uygulama Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre “Seçime katılmış siyasi partilerin ve bağımsız adayların adları alt alta ve aldıkları geçerli oy sayıları da hizalarına yazılır. Siyasi partilerin oy sayıları, önce bire, sonra ikiye, sonra üçe gibi, o çevrenin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar en büyükten en küçüğe doğru sıralanır. Seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısı kadar bu payların sahibi olan partilere ve bağımsız adaylara rakamların büyüklük sırasına göre milletvekili tahsis olunur” şeklindedir.
Başbakanın önerdiği Dar Bölge Sistemi’ne göre Türkiye milletvekili sayısı olan 550 bölgeye ayrılacak. Her bölgeden en çok oyu alan bir vekil seçilecek. Yüzde 10 seçim barajı da kaldırılacaktır .
Dünyada uygulamada seçim çevreleri, milli çevre, geniş bölge ve dar bölge sistemi olarak oluşturuluyor. Dar bölge sisteminde siyasi partiler tarafından tek aday gösteriliyor.
Dar bölgeli seçim sistemi, tek turlu basit çoğunluk sistemi olarak ABD ve İngiltere’de uygulanmaktadır. İki turlu dar bölge sistemi ise Fransa’da uygulanmaktadır.
Bu sistemde, parti doktrinlerinden çok adayın kişisel özellikleri ön plana çıkıyor. Bu anlamda seçenler kendilerini temsil edecek milletvekillerini daha yakın tanımış oluyor… Milletvekillerinin kim olduğunu biliyorlar.
Ayrıca dar bölge sisteminde, siyasi partiler arasında dayanışma ortadan kalkıyor ve sonuçta iktidar ve ana muhalefet partisi güçleniyor. İki partili bir düzene gidiş hızlanıyor.
Bu sistemin Türkiye açısından en önemli sonucu, siyasi partilerin ülke çapında yapmakta oldukları mitinglerin, kavgaların ve kutuplaşmaların azalması olacaktır. Adaylar parti üst yönetiminin güdümünden kurtulacaktır. Siyasi partiler de güvenmedikleri dar bölgelerde seçimi almak için daha güçlü aday göstermek zorunda kalacaklardır.
Bazı durumlarda tersine güçlü aday yerine, o bölgedeki etnik ve mezhepsel anlamda etkili isimlerin, tarikatların, cemaatlerin göstereceği ve destekleyici adayların olması gibi bir olumsuz yanı da olacaktır.
Öte yandan seçmenlerle bire bir muhatap olan milletvekillerinin bu seçmenlerin işini takip etmek ve meclis çalışmalarına daha az katılmak gibi bir handikapları da olacaktır.
Türkiye açısından sistemin bir başka sakıncası, tartışmaların siyaset dışı kişisel sorunlara ve tartışmalara yoğunlaşma olasılığıdır.
Bir başka sıkıntı, Türkiye’de nüfus hareketlerinin çok hızlı olması nedeni ile, seçim çevrelerinin belirlenmesinde ortaya çıkabilir.
Dar bölge sistemini AKP iktidarının, seçimlerin daha demokratik olması amacıyla değil, daha çok milletvekili hesabıyla istediği açıktır. AKP bu sistem ile çıkaracağı milletvekili sayısını artıracağını hesap ediyor.
İlk tepki olarak CHP, Türkiye’de Dar Bölge Sistemi için altyapının yetersiz olduğunu, dar bölge sisteminde siyasi bilincin azalacağını söyleyerek itiraz etmişti. MHP de, hayalet partisinin peşine gitmek olarak tarif edip, karşı çıkmıştı. BDP ise kendilerinin bir bölgeye hapsedileceğini belirtmişti.
Anayasaya göre seçimlerle ilgili yasaların seçimden bir yıl önce çıkarılması gerekiyor. Eğer Dar Bölge Sistemine geçilecekse, yasanın haziran ayına kadar değişmesi gerekiyor.