Nasıl bir koalisyon olursa olsun, öncelikle ekonomi alanında, kırılganlığı azaltacak, piyasada spekülasyonu ve kartelleşmeyi önleyecek, dış ticarette rekabet şartlarını güçlendirecek, istikrarlı bir büyüme ve istihdamın yolunu açacak ekonomik reformlar yapmak zorundadır.
Bu reformların başında kur politikası geliyor.
Aslında 2007 öncesinde Başbakan yardımcısı olan Abdüllatif Şener de ‘’ dalgalı kur sistemini tartışmalıyız ‘’diyordu.
Teorik olarak Dalgalı kur sistemi cari açığı otomatik olarak önler… Sistem şöyle çalışır:
Bir ekonomide döviz kurları aşırı değer kazanır, Milli para değer kaybederse, o ülkede ithalat pahalı gelmeye başlar… İhracatta rekabet gücü artar… Ülke cari fazla vermeye başlar… Cari fazla ile elde edilen döviz, piyasa da döviz arzını artırır… Döviz arzı artınca, Kurlar düşer… Cari fazla düşük kur bu defa ithalatın artmasına neden olur ve cari işlemler dengeye gelir.
Tersine eğer Milli para aşırı değer kazanır ve döviz kurları düşerse, bu defa ithalat ucuz gelmeye başlar… İhracatta rekabet gücü azalır… Ülke cari açık vermeye başlar… Cari açığın önceden finansmanı için dövize ihtiyaç vardır… Yani döviz talebi artar… Talep artınca döviz fiyatları ve kurlar artar… Cari açık dengeye gelir.
Türkiye de dalgalı kur sistemi Yukarıdaki işlevini yapmamıştır…
Tersine 2004 ile 2013 yılları arasında TL aşırı değer kazanmıştır. O kadar ki Merkez bankası reel kur endeksi bazı yıllar yüzde 135 olmuştur. Yani TL yüzde 35 değer kazanmıştır. Spekülatörler bir Dolar bir TL demeye başlamıştır. Ne var ki süreç Türkiye yi Cari açık tuzağına düşürmüştür.
Dalgalı kur sisteminin çalışması için, elverişli bir piyasa ve altyapı olması gerekir. Türkiye de gerekli piyasa şartları oluşmadan, 2001 yılında dalgalı kur sistemine geçilmiştir…
1.Sıcak para kur baskısı yarattı. Sistem çalışmadı.
Kontrolsüz sıcak para girişi cari açıktan daha fazla olunca döviz fiyatları üzerinde baskı oluşturdu ve Kurlar düşük kaldı.
2. Düşük kur politikası uygulandı.
Merkez Bankası ve ekonomi yönetimi enflasyonla mücadele için düşük kur politikası uyguladı. Kur artışına sert müdahale etti. Kur düşüşüne etmedi.
3. Dolarizasyon dalgalı kur sisteminin çalışmasını engelledi:
Türkiye de döviz girişi ve çıkışı dışında, halkın döviz tutması döviz arz ve talebini etkiledi. Türkiye de Döviz yalnızca İhtiyaç için değil, aynı zamanda bir tasarruf aracı olarak tutuluyor… Yine istikrar sorunu nedeniyle ve devalüasyon beklentisi ile döviz tutuluyor…
4.Vadeli döviz işlemleri piyasası gelişmemiştir.
Türkiye’de finansal piyasalar yeteri kadar gelişmemiştir. Kur riskine karşı koruma sağlayacak enstrümanlar dün hiç yoktu. Bu gün ise yetersizdir… Örneğin “Vadeli Döviz İşlemleri ” Piyasaları gelişmemiştir.
5.Finansal piyasalarda rekabet koşulları oluşmamıştır.
Dalgalı veya serbest kur politikası için, döviz arz ve talebinin dengede oluşmasını sağlayacak piyasa yapısının ve piyasa şartlarının olması gerekir. Kısa vadeli dış borcun yüksek olduğu, iç tasarrufların yetersiz olduğu ve kamu açıklarının kısmen döviz hamili veya dövize endeksli devlet kağıtlarıyla kapatıldığı ekonomide döviz arz ve talebi serbestçe oluşması beklenemez.
Bu nedenlerle dalgalı kur sistemi başarısız olmuş, cari açık artmış, ekonomi aşırı kırılgan olmuştur.
Türkiye’nin şartlarına ‘’kontrollü kur sistemi uyar…’’ Zaman içinde bu sisteme geçmek zorundayız.