İÇKİ YASAĞI İÇKİ İÇENLERİ ARTIRDI

TÜİK (Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu), 2010 yılına kadar harcamalarımızdan içki ve sigaraya ayırdığımız payı, yüzde 20’lik gelir dilimleri ve bölgelere göre ayırarak yayınladı. 2003 yılı ile 2010 yılı arasında, çoğu bölgede bir kişinin toplam harcamaları içinde içkiye daha fazla pay ayıranların sayısı arttı. Üstelik 2010 yılında enflasyon TÜFE  (Tüketici Fiyatları Endeksi) olarak yüzde 6.53 artmıştı. Oysa ki sigara ve içki fiyatları enflasyonun 3.8 katı, yani yüzde 24.26 oranında artmıştı.
Normal olarak içki ve sigara fiyatları artınca, geliri düşük grupların bunları bırakması gerekir. Eğer içki içenler sayısı değişmezse, içki fiyatları arttığı için harcamalar içinde içkiye ayrılan pay da otomatik artar. Ancak içki içenlerin sayısının artması da aynı şekilde harcamalar içinde içkiye ayrılan payın artmasına neden olur. Aşağıdaki tabloda, TÜİK’in açıkladığı şekilde bölgeler itibariyle halkın ortalama olarak yaptığı harcamalar içinde içki ve sigaranın payı verilmiştir.



İstanbul, Batı Marmara, Ege, Batı Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu  bölgelerinde içki ve sigaraya ayrılan harcama artmıştır. İçkiye ayrılan payın arttığı bu bölgelerin toplam nüfusu, diğer bölgelerden daha fazladır.
İçkiye ayrılan payın artması, fiyatlar kadar içki içenlerin de arttığını gösteriyor. Bunun temel nedeni siyasi iktidarın sürekli içki alanlarını  daraltması ve yasakları getiriyor olmasıdır. İçki içmek bir kişisel tercihtir. Her koyun kendi bacağından asılır. İçki içmenin maddi ve manevi hesabını kişinin kendisi verir. Laik-demokratik bir ülkede hükümet üyelerinin kendi tercihlerini topluma yasaklar şeklinde getirmesi, toplumda tepkiye neden oluyor. Kaldı ki yasaklara karşı her zaman ilgi artmıştır.
Kaldı ki, dini inançların farklı amaçlar için kullanılması da her zaman ters tepmiştir.
Söz gelimi CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tüketici Fiyat Endeksi çalışması sırasında anketi kabul eden vatandaşlara, “Sizce köpek giren eve melek girer mi? Oy verirken adayın dindar olup olmadığını önemser misiniz? Miras paylaşımında erkeklere iki kat pay mı verirsiniz?” şeklinde sorular sorulduğunu açıkladı. 
Yine Aynı enflasyon çalışmasında, hangi dine mensupsunuz? Kendinizi hangi mezhebe ait hissediyorsunuz? Dışarı çıkarken başınızı örter misiniz? Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah mıdır? Alevi misiniz, Sünni misiniz? Oy verirken adayın dindar olup olmadığını önemser misiniz? Soruları da soruluyor.
Siyasi iktidarın bu tür yaklaşımları, kamuoyunda elbette tepki oluşturacaktır. İnsanları enflasyon anketi yapıyorum diye listelemek, Siyasi iktidarın dengeyi bozduğunu gösteriyor. Doğada, insan sağlığında, siyasette ve ekonomide denge bozulursa, deprem olur, hastalık olur, kriz olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir