Bütün Dünyada ve Türkiye’de, Finans Kesimi ile Reel Kesim arasındaki denge bozuldu… Finans sektörü aşırı büyüdü…
Teorik olarak Finans sektörünün büyümesi iyi… Çünkü, üretim ve yatırımların finansmanı daha kolay ve daha ucuz olacak demektir… Gerçektende bu nedenle Dünyada, reel faizler düştü… 1997 Güneydoğu Asya krizinden sonra da, sermaye gelişmiş ve daha güvenli ülkelerde yoğunlaştı…
Bu sermaye içinde, Türkiye‘den kaçan sermaye de var… 1994 ve 2001 krizleri nedeniyle önemli miktarda para kaçtı… Mali milat macerasıyla, para çıktı… Ve nihayet Batık bankalardan hortumlanan 50 milyar doların büyük kısmı yurt dışına kaçtı.
Tespit 1): Dünyada talepten fazla sermaye arzı var. Uluslararası sermaye şimdi nasıl para satarız, karlılığımızı nasıl artırırız hesabı yapıyor. Bu açıdan küreselleşmeyi kullanmak istiyor…
Öte yandan, Türkiye uygulamakta olduğu IMF’li politikalar, faiz-döviz ve borsa üçgeni içinde, tamamıyla kısa vadeli ve finans sektörünü destekleyen politikalardır… Bu nedenledir ki, dünyada reel faiz yüzde 1 veya 2 seviyesinde iken bizde şu anda yüzde 11’dir… Borsanın bir yıllık reel getirisi yüzde 30‘dur… Euro dünyada ve dolar karşısında değer kazanırken, bizde YTL karşısında değer kaybediyor… Tasarruf-yatırım açığımız var… Bütçe açımız var… Dış cari açığımız çok hızlı artıyor…
Özet olarak, Türkiye’nin kaynak ihtiyacı var… Hazinenin talep fazla diye övündüğü en son tahvilin faizi yüzde 7… İçeride reel faiz yüzde 11… Ve Kısa vadeli sermayenin borsadan kazancı, reel olarak yüzde 30 oldu. Bu nedenle dış kaynak, fiziki yatırım olarak değil , Dış borç veya kısa vadeli sermaye şeklinde geliyor…
Tespit 2): Türkiye spekülatif sermaye için, her zaman kumarcıyı kazandıran bir kumar masası haline geldi. Bu durum Yabancı spekülatif sermayenin ağzını sulandırıyor…
Ve bu piyangoyu kaybetmek istemiyor.
Bu nedenledir ki spekülatif sermaye, ekonomi gündemini de yönetiyor… Örneğin, tarım sektöründe olan 25 milyon nüfusun içinde bulunduğu durumu yazan-çizen yok… Ücretleri ve işsizliği tartışan yok… Düşük kur nedeniyle, hammadde ve aramalı açısından ithalata bağımlı bir yapı kazanan, üretim’den söz eden yok… Gelir dağılımını, fakirlik sınırını ve sosyal dengesizlikleri hiçbir yerde okuyamıyorsunuz…
AKP’de IMF tuzağına düştü… Hükümet’in reel ekonomiyle ilgili, işsizlikle ilgili ne bir tasarısı var… Ne de bir adım attı.
Tespit 3): AKP Hükümeti spekülatif sermaye için bir engel değil.
Halkın sürekli fakirleşmesi pahasına fahiş karlar sağlayan spekülatif sermayeyi kim durdurabilir : CHP…
Deniz Baykal’ın Salı günü gurupta yaptığı konuşmalara bakın, çoğu bu spekülatif düzenin yıkılmasıyla ilgili.. Medyada neden yer almıyor sorusuna, zaten bu yazının içeriği bir cevap şeklindedir.
Siz spekülatif sermaye olsanız ne yaparsınız? Elbette ki fahiş karınızı kaybetmek istemezsiniz… Önce satın aldığınız insanlarla CHP parçalamaya ve güçsüz kılmaya çalışırsınız.
Tespit 4): Vatandaş uyan… Silkin ve kendine gel… Kendini, çocuklarının geleceğini ve ülkeni düşün… Oyuna gelme.