Cari Açık Çıkmazı

Merkez Bankası verilerine göre ,  bu yılın Ocak- Ekim arasında  kalan 10 aylık dönemde   cari açık 27.2 milyar dolar oldu. Geçen seneye göre azaldı. Geçen sene aynı dönemde cari açık 35.1 milyar dolar olmuştu.

Ödemeler blanço’sunda en fazla dikkat çeken husus  , 10 aylık dönemde 18 milyar hata ve noksan kaleminden 18.4  milyar dolar döviz girişi olmasıdır. Geçen senenin aynı döneminde net hata ve noksan kalemi sıfıra yakındı.

10 aylık dönemde Cari açığın üçte ikisinden fazlası ( Yüzde 67.4 )  Net hata ve noksan kaleminde  gösterilen kontrolsüz döviz girişi ile finanse edilmiştir. Bu giriş kurların bir miktar düşmesine neden olmuştur.

Aslında  Her ülkede net hata ve noksan kalemi vardır. Ne var ki bu oranda nerden geldiği belli olmayan döviz  girişi başka  bir ekonomide yoktur. Bu nededir ki Türk ekonomisi uluslar arası piyasalarda riski en yüksek olan  ve kırılgan bir ekonomi olarak görülüyor. Doğal olarak güven duyulmuyor.

Öte yandan  10 aylık dönemde ,doğrudan yatırımlarda azalma var. Portföy yatırımlarında ise çıkış var. Geçen sene Ocak- Ekim arasında portföy yatırımlarında 10 aylık giriş 25.4 milyar dolar iken bu sene aynı dönemde 3.2 milyar dolar çıkış oldu.

 OCAK- EKİM 10 AYLIK ÖDEMELER DENGESİ (MİLYAR   DOLAR)
  2017 2018
CARİ AÇIK 35.1 27.2
DIŞ TİCARET AÇIĞI 46.6 40.2
DOĞRUDAN YATIRIMLAR NET GİRİŞ (- GİRİŞ)  7.4 6.0
PORTFÖY YATIRIMLARI NET GİRİŞ (- GİRİŞ) (+ÇIKIŞ) -25.4 +3.2
DİĞER  YATIRIMLAR (DIŞ BORÇ) (-NET GİRİŞ) -6.7 +9.3
NET HATA VE NOKSAN (- ÇIKIŞ) (+GİRİŞ) -0.01 +18.4

Yüksek kur ithalatı azalttı , Cari açık azaldı , ancak büyüme oranı  düştü ve  işsizlik arttı.

Cari açık ülkenin dış borç  riskini artırır. Kırılganlığı artırır. Gelir ve kaynak dağılımını bozar. Bunun içindir ki cari açıkla büyüme sürdürülemez. Önemli olan cari açıksız büyümedir. Maalesef Türkiye 2003 yılından Ekim 2018 sonuna kadar , yani 15 yıl on ayda 576.4 milyar dolar cari açık verdi.

Türkiye de üretim aramalı ve hammadde ithalatına bağımlı olduğu için , Türkiye de cari açık bunların ithalatındaki daralma sonucu ortaya çıktı. Bir miktar da tüketim malı ithalatında  daralma oldu.

İthalatta daralmanın nedeni ise , TL değerinin düşük ve bu nedenle ithalatın pahalı olmasıdır. Bir -iki ay önce TL kuru yüzde 40 daha düşük değerde idi. Merkez Bankası 2003 -TÜFE bazlı reel kur endeksine göre Kasım ayında TL hala yüzde 25.41 oranında daha düşük değerdedir. Ayrıca TL değerinin düşük olması , ithalatta finansman sorunu yarattı.

İthalattaki  daralma , üretimde düşme yarattı. Yada potansiyel büyümeyi düşürdü. Sonuçta cari açık azaldı ve fakat bu defa da üçüncü çeyrek sonuçlarında olduğu gibi  sanayi  üretiminde büyüme durdu. Daha önce yüzde 80 olan imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 74’e geriledi.  Doğal olarak işsizlikte  arttı.

Normal bir ekonomide ithalata bağımlı bir üretim yapısını kırmak için ,  bir plan ve program dahilinde önce ithal edilen aramalı ve hammaddeyi içerde üretmek için önlemler alınır ve çözüm geliştirilir. Bizde her şey bakkal hesabı  düzeninde olduğu için bu mertebelere çıkamıyoruz. İşi döviz kuruna  ve kaynağı belirsiz döviz girişine bırakıyoruz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir