IMF dahil , dış çevreler Türkiye’ nin cari açığını Aşil’ in topuğuna benzetiyorlar. Aşil’ in topuğu benzetmesi , cari açığın ekonominin en hasas ve riskli sorunu olduğunu belirtmek için kullanılıyor.
Bu söz bir yunan efsanesinden alınmıştır.
‘’Efsaneye göre, ‘akhilleus-aşil’ adıyla bilinen yarı tanrı, küçüklüğünde annesi tarafından ayağından tutularak ölüler ülkesinin ırmağı styx’e batırıldı.
tam bu sırada zeus’ un gelmesiyle topuğu dışarıda kalan aşil’in sadece topuğundan vurularak öldürülebileceği söylendi. helena’yı geri almak için yapılan truva savaşı’nın onuncu yılında en sevdiği kölesi briseis’i agamemnon’un alması üzerine savaştan çekildi. Öfkeyle çadırına kapanan aşil, yakın arkadaşı patroklos’un hektor tarafından öldürülmesiyle yeniden savaşa katıldı. silah takımını kuşanıp hektor’ u teke tek vuruşarak öldürdü. cesedini arabasının arkasında sürükleyerek surların etrafını yedi kez dolaştı. ancak, hektor’ un babası priamos geldiğinde yüreği yumuşadı ve oğlunun cesedini kendi elleriyle yıkayarak ona verdi.
İntikamını alan aşil, kısa bir süre sonra “ölümlü erkeklerin en güzeli” olarak bilinen paris’in zehirli okuyla topuğundan vuruldu, tek zayıf noktasından aldığı bu yara yüzünden can verdi.
Aşil’ den dolayı, baldırın arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı-yukarı hareketini sağlayan yapı, “aşil tendonu” adını taşıyor.
YABANCILAR NEDEN ENDİŞELİ ?
Türkiye’ nin cari açığından dolayı yabancılar kazançlı çıkmaktadır. Bizim açığımız kadar , bizimle dış ekonomik ilişki içinde olan ülkelerin cari fazlası olacaktır. Buna rağmen
Eğer cari açığı Aşil’ in topuğuna benzetiyorlarsa ,bu demektir ki cari açığın getireceği sorunları bugünkü çıkarlarından daha önemli görüyorlar.
Gerçekten cari açık risktir … Ve bu şartlarda sürdürülmesi sürekli olarak kan kaybına neden olacaktır.
Dış açık denilince Dış Ticaret Açığı ve Cari açık anlaşılıyor. Dış ticaret açığı , ithalat ile ihracat arasındaki farktır. Bu sene dış ticaret açığımızın 55 milyar dolar oluyor.
Dış ticaret açığının bir kısmı , turizm gelirleri , işçi gelirleri , yurtdışı müteahhitlik gelirleri ve navlun gelirleri gibi döviz gelirleriyle kapatılıyor. Geriye daha 2007 yılı için 36 veya 37 milyar dolar döviz açığımız , yani cari açık kalıyor.
FİNANSE EDİLİYORSA ?
Cari açık nasıl olsa finanse ediliyor demek , ipe un sermektir. Zira , finanse edilmezse zaten cari açık oluşmaz. Dövizini önceden bulmayınca , ne devlet neden özel sektör ithalat yapabilir… Ya dövizi önceden bulacaksınız… Veya ithalat yaptığınız ülkeye veya o ülkedeki firmaya borçlanacaksınız .
Bu noktada cari açık kadar bu açığın nasıl olsa finanse ediliyor demek yerine nasıl finanse edildiğini sorgulamak gerekiyor ?
Ayrıca ülkelerin yalnızca cari açık oranları , cari açık sıralamasına yetmiyor. İki ülkede aynı oranda cari açık olabilir… Ancak birinde riskli birinde risksiz olabilir. Bu nedenle Cari açığın ne oranda risk oluşturduğunu sorgulamak için ise :
1) Cari açığın GSMH’ ya oranı ,
2) Ülkenin döviz kazanma ve ödeme kapasitesi ,
3) Cari açığın nedeni ,
4) Cari açığın finansman şekli .
Bu soruların cevapları ve cari açığın bizim için ne oranda sorun oluşturduğu yarınki yazıda tartışacağım.
( devamı yarın )