ÇALIŞIP – KAZANIP SANAYİLEŞMİŞ ÜLKELERE YEDİRİYORUZ

İktisat politkalarının tek hedefi , halkın refah düzeyini artırmaktır.. Bunu yapmak için , elbetteki ekonomik istikrar ön şarttır.

Topluma bakarsanız, halinden memnun olan yok denecek kadar azdır.. Anketlere bakarsanız siyasi iktidarı destekleyenler fazladır. Bu bir çelişkimidir ?

Gerçek olan , bu halkın ne yapacağının hiçbir zaman belli olmadığıdır.  DSP ‘nin sonu   toplumun bu tavrını  gösteren iyi bir örnektir.

Aslında , ekonomide uygulanan bir politika yoktur.

.  Kullanılan araçlar , günden güne değişiyor.. Örneğin vergi sisteminin yapısı  hergün değişiyor.. Bütçe bir maliye politikasının bir aracı olmaktan çıktı.. Faiz dış fazla hedefi için planlanan altyapı yatırımları iptal edilebiliyor.. Kamu yatırımları sloganla yönetiliyor.. Başbakanın aklına double yol geliyor.. Türkiye yarım yollar mezarlığı haline dönüşüyor.

MB ‘nın  enflasyon hedeflemesi tutmadı.. Türkiye yanlış kur sisiteminin tuzağına düştü.. Dalgalı kur deniliyor.. Ancak MB direkt ve dolaylı olarak her gün müdahale ediyor..

Kaldı ki , bu günkü politika araçları  ülkeden dışarıya kaynak transferi için , emme –basma tulumba gibi çalışıyor..

1.   IMF ve kur politkası Kapitülasyonlardan daha fazla kaynak kaybına neden oldu.

Gelişmiş ülkelerin küreselleşme ve sermayenin serbest dolaşmasına gösterdikleri dikkat , gelişmekte olan ülkelerden daha fazla kaynak transfer etmek içindir. Bunun içindir ki   Sanayileşmiş ülkeler kuzu görmüş kurt gibi , gelişmekte olan  ülkeleri yükselen Pazar olarak tarif ediyorlar.

Bu süreçte dünyada en zararlı çıkan ülke Türkiye olmuştur..Çünkü IMF yalnızca Türkiyede kalmıştır.

Birçok ülke , kur politikası ile faiz politikası ile   kaynak kaybını önlemiştir..

·       2000Yılından bu güne , verdiğimiz dış cari açık 75 milyar dolar oldu…Bu açık sıcak para ve dış borçla finanse edildi.. Her ikisini de geri ödemek zorundayız. Üstelik Türkiye dış borçlarına  yüzde 8 ile yüzde 10 arasında en yüksek faiz  ödeyen ülkedir.

·       Sıcak para yüksek  oranda kar transfer  ediyor,

·       IMF nin  kısa vadeli  borçları  için, 5 milyar dolar cıvarında faiz ödedik.

·       Karlı işletmelerin ve Tekel firmaların özelleştiriliyor.. Bu nedenle gelen yabancı sermaye  birkaç yılda getirdiklerinden  çok fazla kar transferi yaparak dışarıya kaynak  götürmektedirler

2.   IMF ve IMF reçeteleri Devletin yapısına Düyunu Umumiye idaresinden daha fazla zarar verdi..

·       IMF ile stand-by düzenlemesinde , ‘’yolsuzlukların takibi ve önlenmesi  Başbakanlık yüksek denetleme kurulu , Maliye bakanlığı müfettişleri ve Dünya bankası uzmanlarının işbirliği ile yapılacaktır.’’ Deniliyor.. Dünya Bankası halen yolsuzluk raporları hazırlatıyor. Bu müdahale ekonomik müdahaleden daha ağırdır.. İç işlerimize karışmaktır.

·       IMF , Bütçe , vergi , borç gibi mali konularda mutlak söz sahibi ve birçok mali konu IMF’ nin iznine bağlıdır. Örneğin Irak işgali öncesi çıkan ve fakat  almadığımız  ABD’nin kredi şartlarında , siyasi ve askeri karşılıklar yer alıyordu..

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir