ÇALIŞANLARIN HAKKI YENİLİYOR…

TÜİK, 2011 yılının son üç ayı için yani IV çeyrekte, Sanayi işgücü girdi endekslerini, Ticaret ve Hizmet endekslerini ve İnşaat işgücü girdi endekslerini açıkladı. Bu endekslerde, reel ücret ve maaşların büyüme oranının çok altında kalması dikkat çekiyor.

 

 

 

Ne var ki , TÜİK ücret – maaş endekslerindeki değişmeyi ,  brüt ve cari değer üzerinden ilan ediyor.  Başka bir ifade ile Enflasyonu dikkate alarak ayrıca reel artışları  hesap etmiyor. Gerçekte ise çalışanlar için önemli olan ellerine geçen reel ücrettir. Zira satın alma gücünü gösteren de  bu reel ücretlerdir.

 

2011 son çeyreğinin orta ayı olan Kasım ayında yıllık TÜFE oranı 9.48’dir.  Eğer TÜİK’in açıkladığı Brüt ücretleri ,  brüt reel  ücret artışı olarak hesaplarsak , 2011 yılının son üç ayında bir yıl öncesine göre , yani bir yılda , reel ücret artışları şöyle olmuştur:

 

İnşaat sektöründe çalışanlar   :   Yüzde 3.0

Sanayi sektöründe çalışanlar  :   Yüzde 4.8

Ticaret ve hizmetler                 :    yüzde 8.9

 

2010 son çeyreği ile 2011 son çeyreği arasında geçen bir yılda , GSYH’ da büyüme oranı yüzde 9.5 oldu. Bu şartlarda , İnşaat sektöründe çalışanlar ile sanayi sektöründe çalışanların  refahtan pay alamamış oldukları açıkça görülüyor. 

 

Aslında Hükümet  memur zamlarında daha çok  hak yiyor. Çünkü bir defa memura enflasyonun üstünde ayrıca bir refah payı vermiyor… Sanki GSYH’ daki büyümede memurun hiç katkısı yokmuş gibi davranıyor… Yetmedi , enflasyon farkını da 6 ay sonra veriyor. Yani yine özel sektör daha insaflı davranmış oluyor.

 

Geçen haftada , Çalışma Bakanı çalışanların yarısının asgari ücretle çalıştığını açıklamıştı.

 

Ayrıca , Türkiye ‘de filli işsiz sayısı  4-5 milyona ulaşırken , bir milyon yabancı kayıt dışı çalışıyor.

 

Kısaca ,  bir istihdam ve ücret  karmaşası var.  Bu karmaşının temel neden i istihdam politikası eksikliğidir. Bu güne kadar AKP iktidarı ciddi bir istihdam politikası veya işsizlikle mücadele politikası açıklamadı. Zaten baştan beri siyasi partilerin de böyle bir derdinin olmadığı anlaşılıyor.

 

Seçimlerde bu eksiklik  belli oldu.  AKP ve CHP’ bütçeden para dağıtma yarışına girdiler. Bu bile hem işsizleri hem de çalışanları rencide etmek  ve ülkenin istihdam politikası ile alay etmek demektir.  

 

Hiçbir siyasi parti ,  insan gücü planlaması yapacağını açıklamadı. Bu gün Türkiye de ihtiyaçtan daha çok imam hatipli  var.  İhtiyaçtan daha fazla mühendis var…  Buna karşılık ta doktor açığımız var. Hemşire açığımız var. Sağlık Bakanı dışarıdan doktor ithal edileceğini bildiriyor.

 

Eğer insan gücü planlaması yapılsaydı , mühendis ve doktor eğitimine tahmin edilen talebe göre kaynak ayrılırdı.  Bu şartlarda kaynaklarımızı çar-çur etmiş oluyoruz… Bel ki daha önemlisi gençler arasında bu nedenle işsizlik oranı çok  yüksektir. Üstelik işsiz kalan gençler , yahut Üniversiteyi bitirdiği halde asgari ücretle zar-zor iş buluyor. Bunların ruhsal dengeleri bozuluyor… Aşırı akımlara kapılıyorlar. 

 

Yine yıllardır tartışılıyor… İstihdam üstündeki vergi ve prim yükleri yüzde 37’lerde kaldıkça , kayıt dışı istihdam devam edecektir. Çalışanların yarısı da bakanın söylediği gibi asgari ücret üstünden gösterilecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir