İŞÇİ VE ÇİFTÇİ KİMSENİN AKLINA GELMİYOR

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 27’ si tarım sektöründedir.  İşçi nüfusu da yine 20 milyon kadardır. Yani nüfusumuzun yarıdan fazlası çiftçi ve işçilerden oluşuyor.

 

Buna karşılık, çiftçi ve işçinin Türkiye gündeminde yeri yok sayılacak kadar düşüktür.

 

İktidar partisi, çiftçi ve işçiyi unutmuş görünüyor. Başbakan, işadamlarıyla, işadamları dermekleri, örneğin TÜSİAD’ la, Ticaret ve Sanayi odaları ile sık sık bir araya geliyor. Onlarla şu veya bu şekilde diyaloga giriyor. Çiftçilere ise dertlerini ancak sokaklarda dile getiriyor… Ancak başbakan bunlara her zaman tepkili davranıyor.

 

Muhalefetin ısrarına rağmen AKP iktidarı bu güne kadar çalışanların sırtındaki istihdam vergilerini düşürmedi. Yalnızca işveren payını yüzde 5 düşürdü. Oysaki İşveren işçiye vereceği ücreti tayin ederken, kendisine olan toplam maliyeti dikkate alıyor. İstihdam yükü düşerse, işçinin eline daha çok para geçecektir.

 

 

 

Genel sağlık sigortasının yalnızca adı genel sağlık sigortasıdır. Fiilen Parası olmayan işçi, köylü ve esnaf sağlık hizmeti alamıyor.

 

Siyasi iktidar, muhalefetin, ekonomik krizden dolayı mağdur olan işini kaybeden ve mağdur olan işçilere, imkan getirilsin diye verdiği kanun tekliflerini de sallıyor. Gündeme getirmiyor.

 

Medya için söylenecek tek söz ‘’hak getire‘’ sözüdür. Çünkü büyük medya hiçbir zaman işçi ve çiftçinin sorunlarını dikkate almıyor.

 

Merak ettim… Gazete tirajları sırasına beş büyük gazetenin ekonomi sayfalarına baktım… Hiç birinde işçi ve çiftçilerle ilgili hiçbir haber göremedim.

 

Örneğin, zaman gazetesinin ekonomi sayfalarında sırasıyla, şirket, konut şirketi, enerji, hazine ve özel sigorta haberleri vardı.

 

Hürriyet, her zamanki gibi IMF ile başlıyor… Sırasıyla, otomobil, şirket, Turizm, bir ABD fonu, bir işadamı ve özel sigorta haberleri ile bitiyordu.

 

Sabah gazetesi ise ilk 2 sayfada şirket haberleri ile başlıyor.

Otomobil ve enerji haberleri ile bitiyordu.

 

Haber Türk’ ün ekonomisinde ilk sayfa da esnaf vardı. Sırasıyla, vergi, Enerji, özel sektör, ABD krizi, şirket, tefeci ve Otomobil haberleri yer alıyordu.

 

Milliyet’ te ise bankalar, enerji ve otomobil haberleri vardı.

 

Medya kendi kendine takılıyor. Kendisinin de faaliyet gösterdiği alanlarda şirket haberleri yapıyor. Çiftçi ve işçiden haberi yok.

 

Ben işçilerle, kredi kartı mağdurları ile ilgili kanun teklifleri verdim. Bu büyük medya içinde yalnızca Haber Türk’te yer aldı.

 

Gazeteler, satıştan değil, reklamdan kazanıyor. 40 milyon işçi ve çiftçiyi dikkate almıyorlar. Bu nedenle de bir traj kısır döngüsü içindedirler.

 

Büyük gazetelerdeki yazarla bakın… Yarıdan çoğunun yorumu, Merkez Bankası, IMF ve borsa ve bankalar üstünedir.

 

Sendikalar, içiler için çok daha büyük handikaptır. Sendikaların çalışan nezdinde güven tazelemesi gerekir.

 

Mevcut yapısı ile sendikalar ve konfederasyonlar, ideolojik temele dayanıyor. Bu nedenledir ki üç ayrı konfederasyon var. Bunların bir araya gelip, işçiler için çözüm üretmesi ve işçi için mücadele vermesi mümkün değil. Sesleri yalnızca ideolojik tartışmalarda ortaya çıkıyor. Bu nedenledir ki, siyasi destekleri de işçi hakkını veren siyasi partilere göre değil, ideolojik olarak birlikte oldukları partilere göre dağılıyor.

 

Örneğin ben bu güne kadar çalışanların hakları için verdiğim kanun tekliflerine, çalışanlardan ve tüketiciden çok destek gördüm… Ancak sendikaların bu tekliflere sahip çıktığını görmedim.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir