Devlet İstatistik Enstitüsü, dünyada dişe dokunur 28 ülkenin gelir dağılımı tablosunu çıkardı… Türkiye bu 28 ülke içinde, Meksika‘dan sonra gelir dağılımı en bozuk olan ülke…
Gelir dağılımındaki bozukluk, fakir ülkelerde zengin ülkelerden daha da acil bir sorundur… Çünkü, örneğin fert başına geliri düzeyi 30 bin dolar olan ABD’de de gelir dağılımı bozuktur… Ancak bu ülkede isteyen düşük ücretle de olsa iş buluyor… Ve ayrıca en düşük gelirle de, örneğin 1500 dolarla geçinmek mümkün oluyor… Oysa bizim gibi ülkelerde, örneğin asgari ücretle bir-iki kişiden fazla ailelerin, değil geçinmesi yaşaması bile mümkün değil.
Faiz-kur makası ve cari açık yoluyla dışarıya kaynak çıkışı, faiz- dışı fazla uygulaması ve devletin hizmet üretmiyor olmasının maliyeti, batık bankaların zararı tamamıyla halka yüklendi… Çiftçiye destekler kesildi… Son 4 yıldır, işçinin ücreti, memurun maaşı geriledi. Halkın satın alma gücü düştüğü için, esnaf ve KOBİ’ler sıkıntıya girdiler.
Özetle halkın yüzde 95’inin parası olmadığı için nereye yatırım yapacağını bilmesine de gerek yok…
Bu nedenle “bir gün paramız olursa” diyorum…
Aslında, paranın gelir getirici bir alacağa, menkul ve gayrimenkul değere tahsisi edilmesine, plasman denilir. Ancak biz genel anlamda, sabit sermaye yatırımları dahil, mevduat, borsa, döviz tevdiat hesapları, devlet kağıtları gibi gelir getiren plasmanlara da yatırmaya da yatırım diyoruz…
Paramızı nereye yatıralım sorusu için, tasarruf araçlarının reel getirisine bakmak gerekir… Çünkü, cari veya nominal dediğimiz getiri, enflasyonun etkisini de taşımaktadır… Başka bir ifade ile cari getirinin bir kısmı enflasyondan dolayı şişmiştir… Gerçek satın alma gücünü yansıtmaz…
MAYIS AYINDA VE SON BİR YIL KİM NE KAZANDI ? KİM NE KADAR KAYBETTİ ?
Mayıs Ayı Son Bir Yıl
TL MEVDUATI
Bir Ay 0.4 9.9
Altı Ay 0.4 11.0
Bir Yıl 0.4 12.1
DİBS
6 Ay 0.7 12.5
12 Ay 0.1 17.0
DOLAR MEVDUATI
Bir Ay -2.8 -14.0
altı Ay -2.7 -13.7
Bir Yıl -2.7 -13.9
DÖVİZ
Euro 7.5 -15.5
Dolar -3.0 -16.5
Sterlin 7.8 -17.2
Yen -5.7 -15.5
ALTIN -2.2 -11.1
İMKB -6.0 35.9
1) MEVDUAT…
Mevduatta bir yıllık reel faizler yüzde 10 dolayındadır… Bu durum aynen devam edeceğe benziyor… Zira Merkez bankası son olarak gecelik faizleri, yalnızca çeyrek puan düşürmüştür… Gecelik borç alma faiz oranı yüzde 14.25 oldu.. Borç verme faiz oranı ise, 18.25 oldu… MB’dan yüzde 18.25 ile faiz alan bir banka bunu yüzde 20’den fazla faizle verecektir.. Kaldı ki enflasyon oranı yüzde 6’ya gerilemişken ve hedef enflasyonda yüzde 5 iken, bu faizler çok yüksektir…
Bunun nedeni döviz fiyatlarının artışını önlemektir… Zira maliye bakanının cari açıkla ilgili açıklamaları ve Merkez Bankasının enflasyon düşüşüne rağmen gecelik faizleri indirmekte cimri davranması, kurların enflasyon için daha bir süre gizli çapa olarak kullanılacağını göstermektedir… Eğer cari açık ve kur sorunu bu şekilde bir süre daha giderse, bu şartlarda mevduat reel faiz vermeye devam eder.
2) DEVLET İÇ BORÇLANMA SENETLERİ
İç borç stokunun reel faizi ortalama yüzde 10.47 oldu… Mayıstan Mayısa 12 aylık devlet iç borçlanma senetlerin reel faizi ise yüzde 17 oldu…
Ortalamanın düşmesi, döviz cinsi borçların etkisiyle oldu… Zira Devlet döviz cinsi veya dövize endeksli borçları için eksi faiz ödüyor… Örneğin, şubatta – 12 , martta -6.5 ve Nisanda -0.47 faiz ödedi.
Devletin borçlanma ihtiyacı devam ettiği için, devlet tahvili ve hazine bonolarında yüksek reel faiz devam edecektir.
3) DÖVİZ… DÖVİZ MEVDUATI…
Döviz tutanlar ve döviz tevdiat hesabı açanlar, mayıs ayında ve son bir yılda zarar ettiler… Aylık yüzde 7 ve yıllık yüzde 17’ye varan zararlar, bir istikrarsızlık ve bir dengesizlik göstergesidir…
YTL faizleri yüksek devam ettikçe, Döviz kurları üstünde baskı olacaktır ve kurlar düşük seyredecektir… Bu yolla Kur’ları MB enflasyon için çapa olarak kullanıyor…Ayrıca bunun dışında Hazine de döviz cinsinden ve dövize endeksli iç borçlarına eksi faiz verdiği için ve bu yolla iç borları daha kolay çevirdiği için, kurların artmasını istemiyor…
Buna karşılık toplumda kurların aratacağı yönünde bir beklenti var… Çünkü bugün için döviz mevduat hesapları toplam 76 milyar dolardır. Yani kimse dövizini bozdurmuyor…
Öte yandan, kurlar düşük olduğu için ithalat ihracattan hızlı artıyor… Ve Türkiye 4 ayda 9 milyar dolar cari dış açık vererek, tarihinin en riskli dönemini yaşıyor… Bu şartlarda elinde döviz olanların beklemesi doğaldır…
Türkiye‘nin bu kadar cari açığı kaldırması mümkün değilç.. Cari açığın dış borçla ve sıcak parayla finanse edilmesi de ayrı bir risk oluşturmaktadır.
4) ALTIN…
Altın, hem mayıs ayında hem de son bir yılda zarar getirdi… Geçen yıl reel getiri sağlamıştı.
Altın fiyatları son 35 yıldır, çok istikrarsız gidiyor… Altın fiyatlarında 1970’li yıllara kadar istikrar vardı… Petrol kriziyle birlikte bu istikrar da sona erdi..
BİR ONSA ALTININ FİYATI NE OLDU?
Yıllar USD Dolar
1934 35
1960 35
1970 40
1974 200
1979 300
1980 600
1990 380
1999 280
2000 290
2004 451
2005 417
Yukarıdaki tablodan anlaşılan odur ki, altının fiyat dengesi bir defa bozulunca, artık istikrar tutmayacak… Yani altın artık bir tasarruf aracı olmaktan çıktı..
5) BORSA…
Mayıs ta ve son bir yılda en yüksek reel getiri Borsadan oldu… Son bir yılda yüzde 36’ya varan getiri sağladı… Bu getiri spekülatif boyuttadır ve sağlıksızdır.
ULUSAL 100 DOLAR BAZLI ENDEKS
1998 484
1999 1.654
2001 557
2004 1.075
2005 1.067
Borsa Nisan ayında yüzde 8.3 zarar getirdi… Mayıs ta ise tersine yüzde 6 reel gelir sağladı… Yahut endeks bugün henüz 1999 düzeyine çıkamadı… Bu nedenle halkın borsaya para yatırırken dikkatli olması ve ya bir uzmanına veya aracı kurumlara danışması lazımdır…