BU sene, nisan-mayıs ve haziran aylarını kapsayan ikinci çeyrekte Gayri Safi Milli Hasıla yüzde 3.9 oranında büyüdü.
Oysa ki büyüme oranları geçmiş yıllarda aynı dönemde daha büyük olmuştu.
2004 yılında yüzde 15.7, 2005 yılında yüzde 4.7 ve 2006 yılında ise yüzde 9.3 olmuştu. Yani son yılların en düşük büyüme hızı bu sene yaşandı.
Ne var ki, TÜİK’in ne yapacağı belli olmaz… 6 ay sonra rakamları düzeltiyorum diye, daha önce yaptıkları gibi, yüzde 3.9 büyüme oranını yüzde 5 veya 6’ya da çıkarabilir.
3.9 büyüme oranı enflasyondan arındırılmış olan, yani sabit fiyatlarla ve YTL cinsinden olan büyümedir.
TÜİK dolar cinsinden de ikinci çeyrek büyüme oranını açıkladı: Yüzde 19.4
Dolar yanıltıcı olur
BU demektir ki, dolar geçen seneye göre değer kaybetti. Eğer dolar enflasyondan arındırlmamış büyüme oranı olan,yüzde 10.5 büyüme oranından daha fazla değer kazansaydı, bu defa tersi olacaktı. Dolar cinsinden GSMH’daki büyüme hızı eksi çıkacaktı.
Başbakan, hükümet programını açıklarken, fert başına geliri bu nedenle Türkiye’nin milli parası dururken, dolar cinsinden açıkladı.
Dolardan tüm dünya endişe duymaya başladı. Uluslararası sözleşmelerde dolar paritesi ya sabit alınıyor veya vade sonunda diğer paralarla ortak parite kullanılıyor.
Örneğin, 1900’lü yılların başında, ABD’de Ford, her Amerikalı’ya 500 dolara bir araba vermeyi hedeflemişti… Dediğini de yaptı. T model denilen Ford arabaların maliyetini düşürdü ve 500 dolara sattı. Bugün birçok otelin gecelik fiyatı 500 dolar.
Bu örnek doların nereden nereye geldiğini göstermektedir.
Bu örneği para değerlerini gösterebilmek için verdim. Aslında YTL için de aynı şekilde bir örnek verebiliriz.
DP döneminde Adnan Menderes ‘Her mahallede bir milyoner yaratacağım’ demişti. Çocukluğumuzda, “Falan adam milyoner bayrağı çekti. Evini jandarma koruyor” şeklindeki haberlerden herkes çok etkilenirdi. Bugün her şehirde, YTL cinsinden binlerce milyoner var.
Özel harcamalar azaldı
BÜYÜMEYİ etkileyen gelişmelere gelince… Her yılın aksine bu sene özel harcamalar azalmış… Devletin harcamaları artmış.
Özel nihai tüketim harcamaları ikinci dönemde eksi 0.3 azalmış… Buna karşılık devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7.4 oranında artmış.
Bu durum hükümetin seçim amaçlı harcama yaptığını gösteriyor.
Yine tarımda büyüme eksi olmuş… Büyümeyi inşaat sektörü etkilemiş… İnşaat sektöründe büyüme oranı yüzde 15.7 olmuş.
Bu durum inşaat sektöründeki bugün yaşanan durgunluğu izah etmekten uzaktır. Ancak ikinci çeyrekte inşaat sektöründeki büyüme önceki yatırımların devam etmesinden ve devletin konut inşaatlarından ileri geliyor.
Aslında, konut sahipliğindeki büyüme de düşük olmuş. Yüzde 2.4. Oysa ki geçen sene aynı dönemdeki konut sahipliğindeki büyüme yüzde 22.8 idi.
Konut kredilerindeki gerilemede bu durumu doğruluyor. Zaten bankalar da artık konut kredi faizlerini artırdı ve kredi vermeyi de daha zorlaştırdılar.