AKP Hükümeti , doğal tekelleri, devletin altyapı yatırımlarını özelleştirdi. Banka ve şirket satın almak için gelen spekülatif sermaye ile sıcak parayı kullandı. 2007 sonunda deniz bitti. Satılacak mal kalmadı. Spekülatif sermaye ve sıcak para azalmaya başladı. Kayıt dışılığa da bir çözüm bulamayınca bu defa Hükümet iki yola başvurmaya başladı.
Okullar satılıyor
1) Okullar dahil, devletin elindeki gayrimenkulleri satışa çıkardı.
2) Hükümet sürekli zam yapmaya başladı.
Maliye bakanı şehir içindeki okulların satışından 400 trilyon gelir beklediğini ifade etti. Ayrıca DDY , DLH , gibi kurumların arsa ve arazilerinin de satılması yasalaştı.
Merkezdeki okulların satılması çevredeki aileleri zora sokar. O çevredeki öğrencilere zarar verir. Öğrenciler evinden daha uzak okullara gitmek zorunda kalır. Bunlar ceplerinden para verecek, aileleri maliyete katlanacak; yol, zaman sorunu ortaya çıkacaktır.
Zamlar halkı zora soktu
Son altı aydır, hükümet kamu mallarına, elektriğe, doğal gaza zam yapıyor.
Türkiye’ deki halkın yüzde 90’ı tasarruf edemiyor. Geliri ancak tüketimine yetiyor. Zam gören malların, aile bütçesindeki ağırlığı, fakir- fukara ailelerde oransal olarak daha yüksektir.
Mutfak enflasyonu
Bunun içindir ki, halkın enflasyonu, mutfak enflasyonu daha yüksektir.
Zam dışında, halkın kullandığı tüketim mallarında da fiyat artışı daha yüksektir.
TÜFE’ye göre, 2003 yılından bu güne kadar, enflasyon oranı yüzde 55 oldu. Buna karşılık aynı yıllarda gerçek kira artışı yüzde 131 arttı. Yani enflasyonun iki aktını geçti. Kira artışı fakir fukarayı daha çok vuruyor.