BU NASIL MALİ DİSİPLİN

AKP Hükümeti faiz dışı fazla hedefini tutturarak mali disiplini sağlamakla övünüyor.

Aslında faiz dışı fazla hedefini tutturmanın mali disiplini sağlamak anlamına gelmeyeceğini de yine AKP Hükümeti’nin uygulamaları gösterdi.
Hükümet bütçe dışı işlemler yoluyla gerçek harcamaları ve siyasi popülizm harcamalarını halkın gözünden kaçırıyor. Ali’nin külâhını Veli’ye, Veli’nin külâhını da Ali’ye giydiriyor. Hokus- pokus yaparak mali disiplin sağlanmaz.
Örneğin 22 Temmuz seçimlerinden önce belediyeler hızlandı. Daha önce kaynak sıkıntısından şikâyetçi olan belediyeler nasıl hızlandı? AKP’li belediyelere hazine, özelleştirme gelirlerinden veya TMSF gelirlerinden çok uzun vadeli borç verdi. Bu işlemler bütçe dışında olduğu için Meclis’in ve dolayısıyla halkın denetimi dışında yapıldı.

Bazı AKP’li belediyeler de, kamu kurumlarına olan borçlarını ödemedi. Bu borçları seçim yatırımları için kullandı. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşların (EGO – ASKİ ) Hazine’ye vadesi geçmiş borçlarının toplamı ağustos 2007 de 2.5 milyar YTL’ye ulaştı.

Sayıştay raporu

SAYIŞTAY 2006 yılı hazine işlemler raporunda, Hükümet’in mali disiplini bozduğunu tespit etti. Sayıştay’ın raporunda mali disiplini bozan işlemlerden bazıları şöyle sıralandı:

1. Hazine bazı uluslararası kurumlara katılım payı için ve IMF’ye de teminat niteliğinde verdiği bonoları hesaplara kaydetmedi.

2. Destekleme fiyat istikrar fonundan, halk bankasından, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonundan ve bazı belediyelerden olan 1.6 milyar YTL tutarında hazine alacakları bütçeyle ilişkilendirilmeden silindi.

3. Hazine 2006 yılı için alacaklarını muhasebeleştirmediği için, ne kadarının takipteki alacak olduğu bilinmiyor.

4. 2006 yılında, bütçe açığı 6 .milyar 250 milyon buna karşılık aynı yıl net borçlanma bütçe açığının iki katı, 13 milyar 650 milyon oldu.
Aslında, borç anapara ödemeleri ve yeni borçlanma gelirleri 1986 yılında bütçe dışına çıkarıldı. Hazine sıkışınca ve canı istediğinde borçlanıyor. Bunun içindir ki bütçede faiz dışı fazla oranı tuttuğu halde, iç borç stoku artıyor. Oysaki hazine yalnızca bütçe açığı kadar borçlansa, iç borç stoku azalacaktır.

Özelleştirme gelirleri

ÖZELLEŞTİRİLEN devlet malları veya kurumları halkın malıdır. Halkın vergileriyle oluşmuştur. Bunların satışından gelen özelleştirme gelirleri veya TMSF’den gelen gelirlerin nereye gittiği belli değil… Çünkü Telekom dışında özelleştirme gelirleri Hazine’ye bir fona aktarılıyor. Nakit gelirleri içinde yer alıyor. Oradan da, Hükümet istediği gibi kullanıyor. Nereye ne kadar kullandığı belli değil. Sayıştay raporlarından veya uygulamadan Hükümet’in seçim yatırımlarında kullandığı anlaşılıyor.

Bugünkü düzen, siyasi iktidarların kamu malını istediği amaçlar doğrultusunda kullanmasına imkân veriyor. Bunun için kamuda tüm sistemi, tüm gelir ve gideri birlikte, kümülatif olarak değerlendirecek ve halk adına Meclis denetimine imkân verecek yeni bir mali sistem kurmak gerekecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir