Fitch isimli kredi derecelendirme kuruluşundan bir yetkili ‘’ Türkiye de Merkez Bankası Rezervlerinin kısa müdahale için kullanılması endişe yaratıyor. TC Merkez Bankası rezervlerini gecikmeli açıklıyor.’’ Şeklinde bir beyanda bulundu.
Merkez bankasının rezervlerini geç açıklaması , piyasalar açısından belirsizlik demektir. Bu nedenle Fitch yetkilisi haklıdır. Ancak merkez bankasının kısa dönemde kura müdahalesinin yanlış olduğunu söylemesi doğru değildir. Eğer dalgalı kur politikası varsa , kısa dönemde aşırı kur hareketlerine Merkez Bankasının müdahale etmesi gerekir. Aksi halde daha büyük ekonomik sorunlar ortaya çıkacaktır. Dalgalı kur başıbozuk piyasa anlamına gelmez.
Türkiye’nin bu alanda iki yanlışı var ;
Birisi hükümetler ,yeterli döviz rezervi olmadığı hale , döviz kazanma potansiyeli düşük olduğu hale ve spekülatif bir piyasa yapısı olduğu halde , İMF’ nin dalgalı kur politikasının kabul etti. Sonrasında gelen hükümetler de devam etti.
İkincisi 2009 krizine kadar , Merkez Bankası TL’ nin aşırı değer kazanmasına müdahale etmedi.
Özetle sorun hem yanlış kur politikasından , hem de yanlış uygulamadan kaynaklanıyor.
Merkez bankasının açıkladığı Nisan ayı uluslar arası rezervleri toplamı 92 milyar 758 milyon dolardır. Oysaki iki – üç yıl önce bu rezervler 130 milyar dolardı. (Aşağıdaki Tablo )
MERKEZ BANKASI NİSAN 2019 ULUSLARARASI REZERVLER (MİLYON DOLAR) |
||
1 ) | DÖVİZ VARLIKLARI | 70.749 |
MENKUL KIYMETLER | 28.967 | |
TOPLAM NAKİT VE MEVDUATLAR | 41.782 | |
2) | İMF-REZERV POZİSYONU | 156 |
3) | SDR’LAR | 1.335 |
4) | ALTIN | 20.518 |
RESMİ REZERV TOPLAM | 92.758 | |
5) | KISA DÖNEM NET ÇIKIŞLAR | -10.797 |
6) | ŞARTA BAĞLI DÖVİZ YÜKÜMLÜLÜKLERİ | -31.200 |
7) | NET DÖVİZ VARLIĞI | 41.926 |
Bu rezervler içinde Döviz Varlıklarından Önceden Belirlenmiş Kısa Dönem Net Çıkışlar, 10 milyar 797 milyon dolardır. Kısa vadeli net çıkışlar ‘’Kalan vadeye göre vadesi bir yıl içinde gelecek olan döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat yükümlülüklerinden oluşmaktadır. ‘’
Şarta Bağlı Kısa Dönem Net çıkışlar ise , 31 milyar 200 milyon dolardır. Bunlar dış krediler ve TCMB nezdinde tuttuğu döviz ve altın cinsinden zorunlu karşılıkları ve akreditifleri kapsamaktadır.
Bu şartlarda altın dışında Merkez Bankasının döviz olarak net rezervi 28 milyar 752 milyon dolardır.
Merkez Bankası rezervlerinin yetersiz olması , TL’nin değer kaybına neden olan faktörler arasındadır. TL halen döviz sepeti karşısında yüzde 30 dolayında daha düşük değerdedir.
Ayrıca düşük rezerv , dış borç maliyetlerini de etkiliyor. Türkiye’nin Uluslararası piyasalarda 5 yıllık tahvillerinin iflas risk primi (CDS) , 470 baz puandır. Zaman zaman 500 baz puanı geçiyor. Bu nedenle Türkiye dış kedilerde yüksek faiz ödüyor.
Nerden bakarsak bakalım , kur politikasını değiştirmek zorundayız. Türkiye 2001 yılı başına kadar çok farklı kur sistemi – kur rejimi uyguladı. Bu gün sabit kur ve tam karşında dalgalı kur arasında kalan , geleceği kısmen görebileceğimiz , piyasa şartlarına , döviz ihtiyacına uygun farklı bir kur sistemi uygulamamız gerekir. Bunun için kısa bir geçiş dönemi tespit edebiliriz.