BU KUR BU DÜZENİ BOZUYOR

IMF geldi… Gelmedi… Gelse de olur… Gelmese de olur. Başbakanın ve Bakanların bu karasız tutumları kırılganlığı ve manipülasyonu artırdı. Borsa hızlı çıkıp- inmeye başladı. Manipülasyon arttı. Kur düşmeye başladı. Kur düşüşü, ihracatçıyı zor duruma bıraktı. 15 gün önce 1.50’nin üstünde ihracat bağlantısı yapanlar, dolar kuru 1.45’e inince, zor durumda kaldılar.
Türkiye, kur politikası ile devam ederse, kırılganlıktan ve krizden kurtulamaz.
Türkiye eğer, 2001 yılında enflasyon ateşi için IMF’nin getirdiği kısa vadeli politikalardan vazgeçip, yerine daha gerçekçi kur politikası uygulasaydı, Türkiye 2002 – 2009 arasında, 165 milyar dolar cari açık vermezdi. Bu açıkları finanse etmek için aynı yıllar içinde Türkiye’nin dış borç stoku 143.8 milyar dolar artmazdı.

Çin, Hindistan ve Brezilya küresel krizden büyüyerek çıktı. Bunların arasında, Çin ve Hindistan, Türkiye için örnek oluşturmaz. Ekonomik ve sosyal yapıları çok farklıdır. Ancak krizden kârlı çıkan diğer bir ülke olan Brezilya bizim için iyi bir örnektir.
Brezilya’da Lula, IMF’siz bir kalkınma modeliyle ülkeyi dış borç krizinden çıkardı. Ülkenin doğal zenginlikleri, güçlü maden ve enerji kaynakları doğru bir yönetimin elinde üretime, istihdama, yoksullukla mücadeleye yöneltildi.
Türkiye, gerçekçi bir kur politikası uygulamış olsaydı ve sıcak paranın rehavetine kapılmamış olsaydı, Brezilya gibi krizde büyüyen ülkeler arasında yer alırdı.
Türkiye’de dalgalı kur sistemi çalışmadı. Çünkü;
Cari açıktan fazla sıcak para ve spekülatif sermaye girişi oldu.
Dolarizasyon döviz arz ve talebini etkiledi.
Vadeli döviz işlemleri piyasası oluşmadığı ve gelişmediği için kur istikrarı sağlanamadı.
1995 bazlı Merkez Bankası reel kur endeksi, 2002 Kasım ayında 123.7 idi. 2009 sonunda 171.4 oldu. Yani , 2002 Kasım ayı ile 2009 sonuna kadar geçen süre içinde TL, yüzde 38.5 oranında değer kazandı. Bu anlamda, MB reel kur endeksine göre, şimdi bir dolar eşittir 2 TL civarında olmalıydı.
Rekabetin temel öğesi kurdur. Verimliliğin ve kalitenin artırılması ile rekabeti artırmak mümkün değil. Çünkü bütün ülkeler verimliliği ve kaliteyi artırmak peşindedir.
Şimdi IMF gelirse, sıcak para girişi artacak ve kur baskısı artacaktır. İstikrarın temel şartı kur sistemini değiştirmektir. Türkiye için en uygun kur rejimi, “yönetilebilir kur rejimi” olur.
MB’nın tek görevi, enflasyonla mücadele olmamalı. Zira hem enflasyonu yapısal sorunlarda etkiler, hem de proaktif bir Merkez Bankası yönetimi gereklidir.
MB, kanununda değişiklik yapılarak, MB reel döviz kuru hedeflemelidir.
Sıcak paradan vergi alınmalı. Karşılık düşünülebilir.
Uzun vadeli yabancı yatırım sermayesine, özel yatırım desteği ve vergi indirimleri sağlanmalıdır.
Konvertibiliteye sınır getirilmeli. 10.000 doların üstündeki paraya, gerektiğinde kaynağı sorulmalıdır.
Bankaların iştiraklerine sınır getirilmelidir.
Kredi faizlerine reel faiz sınırı getirilmeli. Bankaların gizli faiz alması önlenmelidir.
MB kur artışında yaptığı gibi kur düşüşünde de müdahale etmelidir.
Bankaların yabancıya satışına sınır getirilmeli. Mevcut bankalarda yüzde 20’nin üstünde kalan yabancı hisseler, hazine tarafından satın alınmalıdır.
Off- shore bankacılık şeffaf kurallara bağlanmalı veya tamamıyla kaldırılmalıdır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir