Bu Kafayla Enflasyonu Falan Çözemeyiz

Enflasyon oranı Kasım ayında  bir ay önceki Ekim ayına  göre düşünce kıyametler kopardık. Aslında artınca da düşüncede , her iki halde de  tartışmayı slogan seviyesine çıkarıyoruz. Sloganlarla  algı yaratmaya çalışıyoruz.

En büyük gazetelerden  birisi ‘’ Enflasyona  çift yumruk  ‘’demiş. Görende enflasyon sıfıra düştü zanneder.  Bir önceki aya göre daha düşük çıktı ve fakat TÜFE oranı hala yüzde 21.62 ‘dir. Bu oran dünyada bizim gibi ülkeler arasında İMF kapısındaki Arjantin’den sonra gerçekleşen en yüksek orandır.

Uluslar arası kurumların 2018 enflasyon ortalaması , Gelişmiş ülkeler için yüzde iki , bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için ise yüzde 5’tir.

Eğer yüzde 834 bin oranında enflasyon yaşayan ve batık durumda olan Venezuela’yı ve Arjantin’i saymazsak , Dünyada Bizden daha yüksek enflasyon yaşayan yalnızca yedi ülke var. Bunlar da Suriye , İran , Kuzey Kore , Liberya gibi yüksek riskli ve sorunlu olan ülkelerdir. Herhalde Türkiye’yi bu ülkelerle karşılaştıracak değiliz.

Bir kısım basında , hükümet memur  zamlarını düşük tutmak için enflasyonu düşük gösterdi diyor. Gerçekte eğer TÜİK enflasyonu  düşük gösterdi ise bu yalnız çalışanları değil bütün ekonomiyi etkiler. İşletmelerin planlarını , borç alacak ilişkilerini ,  faiz ilişkilerini , kira işlemlerini etkiler ve  özetle piyasa düzenini bozar.

Sorun enflasyonu çözmekse , önce enflasyon için doğru tespit yapmalıyız. Yüzde 21.62 enflasyon istikrarsızlık demektir ? İstikrar neden bozuldu ? Nasıl düzelir.

İstikrarın bozulmasında siyasi iktidarın iki yanlışı var :

Birisi ….Seçim olunca siyasi iktidarın gözü başka bir şey görmüyor. Tamamıyla seçim popülizmi moduna giriyor.

İkincisi … İnsan hakları , demokratik özgürlükler , hukukun üstünlüğünde , dış politikada Türkiye güven kaybetti. İçerde Üretici ve Tüketici güveni düştü.

Her ne pahasına olursa olsun İktidarın seçimi almak için seçmene dağıttığı para ve kolilerin faydası ,orta ve uzun dönemde bozulan  ekonomik istikrarın aynı seçmene getireceği maliyetten daha düşük kaldı. Fakat seçmenler kısa vadeli çıkarlarını tercih ettiler. İktisadi bir tespit olarak , İnsanlar iktisadi çıkarlarında miyoptur. Şimdi maliyetini hem kısa vadeli çıkarına bakan seçmen , hem de tüm toplum çekiyor.

Popülizm araçlarının başında bütçe geliyor. 2019 bütçesi bu güne kadarki bütçeler içinde bir göstergedir.

2019 Bütçesinde Mal ve hizmet alımı ve personel ödenekleri dışında , karşılıksız transfer olarak cari transferlerin payı yüzde 41 , Çoğu seçim popülizmi nedeniyle dağılacak olan Aile ve Sosyal Güvenlik bakanlığı ödeneklerinin payı yüzde 10.6’dır.

Bunlar doğrudan talep yaratacak harcamalardır. Buna karşılık devlet hiç yatırım yapmıyor. 2019 bütçesi içinde yatırımların payı yalnızca yüzde 6.1 dir. Özel sektörde zaten güven duymuyor ve yatırım yapmıyor.

Sonuçta ; Siyasi iktidar Arz- talep dengesini bozdu ve doğal bir sonuç olarak istikrar bozuldu.

Yetersiz arz ,bir süre  ithalatla çözüldü. Ancak yüksek kur oyunu bozdu. Bundan sonra kıtlıklarda beklenir.

Kasım enflasyonunun , bir önceki aydan daha düşük çıkması ise geçici görünüyor … Çünkü her hangi bir istikrar politikasına dayanmıyor.

Baskınlar , topyekun enflasyonla mücadelede çerçevesinde özel sektörün fiyat indirmesi bir defa olur.

Geçici vergi indirimleri dayanıklı tüketim mallarının fiyatını düşürdü. Ancak yılbaşında bitiyor.  Ayrıca Akaryakıtta düşüş ne kadar devam eder ? Belli değil. Tersine Kasımda enerji sektöründe Yurt İçi ÜFE oranı yüzde 75 oldu. Bu maliyet piyasaya , perakendeye  yansıtılacaktır.

Kurların düşmesi ve TL’nin  önceki aya göre değer kazanması  da , İthal tüketim mallarında önceki aya göre fiyatların düşmesine neden oldu.

Demek ki kasımda enflasyonun ekime göre gerilemesi , geçicidir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir