BU BÜYÜME İLE BİR YERE GİDEMEYİZ

Gayri Safi Yurt içi Hasıla  ( GSYH ) 2014 yılı ilk çeyrek te yüzde 4.3 oranında büyüdü.  2013 ikinci çeyreğinden itibaren, büyüme yüzde 4’ün üstünde gerçekleşiyor. 

Büyüme oranları için ilk söylenecek olan, gelirdeki artışın GSYH’ büyüklüğüne göre değişmesidir. Gelişmekte olan ülkelerde Toplam GSYH daha küçük, Gelişmiş ülkelerde daha büyük olduğu için, gelir artışı yaratmak için, gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranları da daha yüksek olur.

Söz gelimi Almanya’nın GSYH ‘sı 3 trilyon 400 milyar dolardır. Türkiye’nin ise 800 milyar dolardır. Almanya yüzde 2 büyürse GSYH’ sı 68 milyar dolar artar. Almanya’nın yüzde 2 büyümesi ile sağladığı 68 milyar dolarlık GSYH’ artışını sağlaması için Türkiye’nin yüzde 8.5 oranında büyümesi gerekir. Bunun içindir ki, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranları farklı tablolarda karşılaştırılır.  

Kaldı ki, yüksek dış borcu olan ve yüksek işsizlik oranlarına sahip ülkelerin bu dış borçlarını ödemeleri için, yeni istihdam yaratmaları için hem yatırım oranlarının yüksek olması, hem de daha yüksek büyüme sağlamaları gerekir. 

Hükümet üyeleri ve bazı medya şimdiden yüzde 4.3 büyümeyi başarı gibi göstermeye başladı.  

Söz gelimi, Maliye Bakanı Şimşek , “2014 yılı ilk çeyreğinde siyasi risk primindeki artışa, parasal sıkılaşmaya ve yürürlüğe konulan makro ihtiyati tedbirlere rağmen Türkiye ekonomisi yıllık bazda yüzde 4,3 ile beklentilerin üzerinde büyümüştür.’’ diyor.  

1.Gerçekte ise yüzde 4.3 büyüme ile Türkiye bir yere gidemez. Dünya Bankasına göre Gelişmekte ülkelerde 2014 ortalama büyüme oranı yüzde 5.3’ olacaktır. Türkiye’deki büyüme gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altındadır.  

Kaldı ki bir toplumda refahı gösteren Fert başına gelirin büyüklüğü ve fert başına gelirde büyümedir. 2014 ilk çeyreğinde fert başına gelirde büyüme yüzde 2.86 oldu. Yüzde 4.3 Global büyüme ve yüzde 2.86 fert başına büyüme oranı ile Türkiye 400 milyar dolara ulaşan dış borcunu çevirmez… TÜİK’e göre yüzde onun üstünde olan, fiilen yüzde 16 olan işsizliği çözemeyiz.  

2.İlk çeyrekte, Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 8.6 ve hane halkının nihai tüketim harcamaları ise yüzde 2.9 oranında arttı. Büyümeyi dış talep artışı etkiledi. Geçen yıllara göre hane halkı talebi azaldı. 

İlk çeyrekte ihracat yüzde 11.4 oranında arttı. İthalat daha düşük yüzde 0.8 oranında arttı. Yüzde 4.3 oranındaki büyümeye ihracatın katkısı 2.7 puan oldu. Hükümet ve Merkez Bankasına rağmen, kurlar arttı ve ihracatta rekabet gücümüzü artırdı. 

3. Aşağıdaki tabloda sektörlerde büyüme yer alıyor. En yüksek büyüme, yüzde 13.9 oranı ile Finans ve Sigortacılık sektöründe oldu. İmalat sanayiindeki büyüme de ortalama büyümenin üstünde, yüzde 4.9 oldu.  

 

SEKTÖRLER

BÜYÜME ORANI (YÜZDE )

TARIM

3,9

İMALAT SANAYİİ

4,9

İNŞAAT

5,2

TİCARET

3,0

ULAŞTIRMA

2,9

FİNANS VE SİGORTA

13,9

  

5. Düşük büyüme yanında İlk çeyrekte ortaya çıkan en önemli sorun, Sabit sermaye oluşumunda yüzde 0.5 azalmadır. Yatırımların azalması önemli ölçüde, siyasetteki gerilimden etkilenmiştir. Siyasetteki gerilim yatırım ortamını riske sokmuştur. Yatırımlar olmazsa, istihdam ve büyüme de olmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir