“Borç bini aştı” bir deyimdir… Borçlanmada tehlike sınırını ifade etmek için kullanılan bir deyimdir.
Dünyada borcu olmayan devlet yoktur. Hatta artık borçlanma normal bir Kamu finansman aracı olarak kabul edilmektedir.
Mesele devlet borcu olunca, borcun bini aşması, yalnızca borç stokunu değil, aynı zamanda üstü kapalı olarak ödeme kapasitesinin de uygun olmadığını ifade etmektedir. Zira bir ülkenin borç yükü kadar, borcun vadesi, faiz yükü ve ödeme kapasitesi de önemlidir.
Devlet aldığı borçla yatırım yapmışsa, altyapı yapmışsa, o borç kendi kendini öder. Buna karşılık bizdeki gibi devlet yalnızca kamu açıklarını kapatmak için borçlanıyorsa, o zaman ödeme kapasitesi de yetersiz olacaktır.
Öte yandan bu saydıklarımızdan daha da önemlisi “Borç İdaresi”dir. Borç idaresi bir ülkenin ne kadar borcu olduğunu ve bu borçların yapısını kamu oyunu aydınlatacak şekilde gecikmeden ve doğru olarak açıklamalıdır… Çünkü, özel sektörde risk hesabı yaparken, yatırıma da karar verirken borç yapısına da bakacaktır. Kaldı ki Devlet Borcu milletin borcudur. Halkta borcunu bilmek zorundadır.
Bundan 10 sene önce borç istatistikleri çok gecikmeli ve eksik yayınlanıyordu. Bugün daha ilerideyiz. Hazine “Borç Raporu” hazırlıyor. Borç istatistiklerinden borcumuzun ne olduğunu yinede 5-6 ay geç öğreniyoruz.Örneğin KİT’lerin ve belediyelerin Eylül 2004’ten sonraki” Hazine garantili dış borç stokunu’’ bilmiyoruz… Kamu ve özel toplam dış borç stoku da en az 6 ay gecikmeli yayınlanıyor.
Devletin borçlanması iktisat politikasının bir aracıdır. Bu aracı kullanmak için güncel verilere ihtiyaç var. Ekonomide bazen bir gün bile önemlidir. Bunu 2000 sonbahar krizinde birlikte yaşadık.
Öte yanda yayınlanan borç stoku da çok kafa karıştırıyor. En düzgün yayınlanan” Konsolide Bütçe Borç Stoku”dur. Ancak bir anlam ifade etmiyor.Çünkü sorun devletin borç stokudur. Yani Konsolide Bütçe dışında, Belediyenin, KİT’lerin ve bütçe dışı fonların borçları da devlet borcudur.
“Toplam Kamu net Borç Stoku”da yine kafa karıştırıyor. Zira iç borçlanma ve geri ödeme GSMH içinde bir transferdir. Bu transfer içinde likiditeyi etkileme, faiz oranlarının yüksek seyretmesi gibi sonuçları bulunmaktadır. Diyelim ki takas yapıldı. Hazine Merkez Bankası’na olan borcunu ödemedi… Bu işleminde olumsuz ekonomik etkileri olacaktır.
Şu halde kamu kurumlarının birbirine olan borçlarını takas ederek ”Kamu net borcu”nu hesaplamak ve 1994 yılında olduğu gibi ”Takas İşlemi” yapmakta doğru değildir.