2004 yılında 81.3 katrilyonluk Sabit Sermaye yatırımı yapıldı.. Bu yatırımın üçte birini belediyeler yaptı.. Oysaki iki-üç sene öncesine kadar bu pay beşte bir oranındaydı.
Aslında Faiz dışı fazla oranını tutturmak için hükümet Konsolide bütçede yatırımları kıstı.. Örneğin 2004 yılı yatırım tutarı 2002 yılının da altında kaldı. Buna karşılık Mahalli idarelerin yaptıkları yatırım, 2002 yılının 2 katına çıktı.
Belediyeler, halkla doğrudan temas içinde oldukları için merkezi devletin yapmadıkları için de tepki görüyorlar.. Bu nedenle yatırım yapmak için şartları zorluyorlar.. Yardım adı altında vergi benzeri para alıyorlar..
Merkezi devlet ve Mahalli idareler arasında, henüz yetki ve sorumluklar tam anlamıyla belirlenmiş değil.. Konsolide bütçeden Belediyeler yapılan yardımlarda, siyasi iktidarların ister istemez yanlı davranmasına neden oluyor .
Öte yandan belediyeler de daha çok yardım alabilmek için olmayan nüfusu kayıtlı nüfus gibi gösteriyor.. Yahut ta yanlış bilgi veriyor.
Doğru olanı, devleti yeniden yapılandırıp, yetki ve sorumlulukları da yeniden belirlemektir. Vergi reformu yaparak, Mahalli idareler gelirlerini tayin etmektir.
Devletin yapısı, yapısal sorunların başında gelmektedir.. Bu sorunun çözümü mevcut durumu tescil eden yasalar çıkarmakla olmuyor.. Önce yeni bir yaklaşım gerekiyor.. Yeni bir yaklaşımda iki husus çok dengeli yapılmalıdır..
Günümüz de mahalli idarelerden istenen hizmetlerin kalitesi ve vasıfları değişti..
1) Nüfusun bileşimi, hizmetin niteliğini de değiştirdi.. Örneğin sahil kentlerinde yaz-kış nüfusu çok fazla değişkendir.. Bazı kentlerde yaz aylarında nüfus on katına çıkıyor.. Bu gibi kentler, yerleşik nüfusa göre bütçeden yardım alınca, yazın sıkıntı çekiyorlar.
Büyük şehirlerde bazı bölgelerde emekli nüfus çoğunlukta.. Bu gibi bölgelerde sağlık hizmetleri önem kazanıyor.. Park ve yeşil alanlara talep artıyor.
Yine bazı bölgelerde işçi nüfus yoğundur.. Bu bölgelerde de, toplu taşımacılık önem kazanıyor .. Toplu taşımaya talep daha yüksektir.
Mahalli idareleri standart olmaktan çıkarıp, hizmet talebine göre yeniden organize etmek gerekir.
2) Mahalli idarelerin yetkisini de dengeli tayin etmek gerekir.. Zira içinde bulunduğumuz siyasi ve sosyal sorunlar, bağımsız ve denetimsiz belediyelere, bugünkü sorunları istismar etmek imkanı verebilir.