Belediyeler bugünkü yapısıyla devam ederlerse aynen, KİT’ler ve sosyal güvenlik kurumları gibi, ileride bu toplum için yeni yeni maliyetler getireceklerdir..
Bu gibi potansiyel maliyetleri ortadan kaldırmak ve Belediyeleri daha yararlı kurumlar yapmak için, “yapısal reformlar” kapsamında Belediyeleri de yeni baştan ele almamız gerekiyor.
Belediye ile ilgili sorunları ve halkın memnun olmadığının en iyi göstergesi 28 Mart seçimleridir..
Belediyelerin yanlışları konusunda seçimler iki açıdan önemli gösterge oldu..
1) Bu seçimlerle 13 milyon seçmen sandığa gitmedi.
Bir araştırma kuruluşunun yaptığı araştırmaya göre oy vermeyenlerin yüzde 43’ü sisteme ve bugünkü siyasete inanmadığı için oy vermediğini beyan etmiştir.
2) Aday adayı olupta aday olmayanlar veya aday olup da seçimi kaybedenler, özeleştiri yapmak yerine partilerini suçlamaya başlamışlardır.
Öte yandan Belediyelerle ilgili şikayetler kamuoyunda, bazen ilavelerle anlatılıyor.. Genellikle şu hususlarda halkın canı yanıyor:
1) İmar uygulamaları:
* İmar kanununun 18. maddesi Belediyelere, arsa üretme ve imar planları konusunda padişah yetkisi veriyor.
Belediyeler 18 uygulaması ile vatandaşın arsasına adeta el koyuyorlar.. İstediklerini abat ediyorlar.. İstediklerini berbat ediyorlar.
Örneğin, sizin deniz kenarında kıymetli bir arsanız var.. Belediyeler isterse bu arsayı ikiye böler.. Bir kısım için size beş para etmez dağ başında bir arsa verir..
Veya diyelim ki bir turizm tesisiniz var.. Bu tesisin arsasının bir kısmını alıp komşunuza verebilir.
Bu olayları hergün yaşıyoruz. Ayrıca benimde şahit olduğum bu gibi olaylar var.
* Yine “yeşil alan” meselesi de çok sık şikayet edilen bir konudur.. Belediye Başkanları, meclisi de ikna ederek, bazı arsaları imar planında yeşil alan ilan ediyorlar..
Değersizleşen bu arsaları yakınlarına ve yandaşlarına yok pahasına satın aldırıyorlar.. Bir zaman sonra arsaya imar veriyorlar.. Sonuçta ortaya spekülatif karlar çıkıyor.
2) Arsa satışı
Belediyeler mücavir alan içinde arsa üretiyorlar.. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elinde 20 binden fazla arsa olduğu ifade ediliyor.
Belediyeler bu arsaları satarken, kamu çıkarlarını gözetmiyorlar.. Ayrıca satış sırasında adam kayırıyorlar..
Örneğin, Tayip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu yıllarda, Belediye binlerce arsa satmış.. O zaman Belediye Meclisinde görev yapan bir üye aynen şöyle anlatıyor:
– Biz bu arsaların satışından önce, bir kısmının halkın yararlanacağı yeşil alan ve park haline getirilmesini önerdik.. Bir kısmının eğitim alanı yapılmasını.. Bir kısmının İstanbul’un en acil sorunu olan, “otopark” sorunu için kullanılmasını önerdik.. Kabul görmedi.. Yine bir kısmında “kültür merkezi” “sağlık ocağı” ve “kreş” yapılmasını söyledik.. Kabul görmedi..
Ayrıca da bu arsalar objektif kriterlere göre değil, insanlar davet edilerek satıldı.