1 Temmuzda yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK )ve Yeni Türk Borçlar (TKB) kanunu yürürlüğe giriyor. Bu ilk kanun birbirini tamamlayan kanunlardır.
Global ekonomide gelişen uluslar arası ekonomik ilişkilere , değişen piyasa koşullarına ve iş ilişkilerine 1926 yılında Almanya’dan almış olduğumuz TTK cevap veremiyordu. Borçlar kanunu da yine aynı tarihte İsviçre Borçlar kanundan tercüme edilerek yürürlüğe girmişti.
Yeni TTK ‘ da Alman ekolu ağırlıklıdır. Sorun, bu yasanın hazırlayanların piyasa koşullarını , şirketlerin ve ortakların sorunlarına farklı pencereden bakanlar tarafından hazırlanmış olmasıydı. Ayrıca bu sorunları taşıyan tasarının Mecliste ve komisyonlarda , temel kanun niteliğinde kabul edilerek , fazla tartışılmadan yasalaşmasıydı.
Şimdi iyi tarafı ise kamu oyunda ve iş çevrelerinde tartışıldıktan sonra eksiklerin giderilmesi oldu.
Şirket olmanın , sermaye sahibi için avantajları var. Bunun başında vergi avantajı geliyor. Çünkü , şahıslar gelir vergisi veriyor. Gelir vergisinde üst dilim yüzde 35’tir. Oysaki şirketlerde bu oran, kar dağıtımı olmadığı takdirde kurumlar vergisi olarak yüzde 20’dir. Bu yolla sermaye birikimi sağlanmış ve yatırım imkanları artırılmış oluyor.
Uygulamaya giren bu iki yasaya paralel olarak , vergi kanunlarında da değişiklik yapılarak , şirket ortaklarının eğitim giderlerinin ,kültür ve temsil giderleri gibi bazı giderlerinin deftere yazılması sağlanmalıdır. Şirketleşme teşvik edilmelidir.
Borçlar kanunun tamamı herkesi ilgilendirir… Ancak aynı herkes için 88. ve 120 .maddelerde yer alan faiz konusu bir yasal devrimdir. 88 madde aynen şöyledir:
‘’ Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı , sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı , birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elliden fazlasını aşamaz.’’
Kanuni faiz oranı Bakanlar Kurulu tarafından belirleniyor. 2006 yılından bu güne kadar olan yasal faiz oranı yüzde 9’dur. Buna göre sözleşme ile belirlenecek faiz oranı en fazla yüzde 13.5 olacaktır.
Yine Borçlar Kanunu 120 maddesi de temerrüt faizini düzenliyor… bu maddeye göre :
‘’Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı , sözleşmede kararlaştırılmamışsa , faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı , birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. ‘’
Bu demektir ki , temerrüt ( gecikme ) faizi de en fazla yüzde 18 olacaktır.
Bankalar , kredi kartlarında akdi faiz olarak yüzde 28.08 oranında faiz alıyor. Borçlar kanunu bu faizi yüzde 13.5’e indiriyor.
Yine Bankalar gecikme faizi olarak ta , yüzde 34.08 faiz alıyor. Borçlar kanunu bu faizi de yüzde 18’e indiriyor.
Bankalar devlet içinde devlet gibi davranıyor. Şimdi ‘’biz Borçlar Kanunu’nun faize sınır getiren düzenlemesine tabi değiliz ‘’diyorlar. Oysaki bu kanun temel kanundur. Her kişi ve kuruluş açısından bağlayıcıdır. Bankaların da uyması gerekir.