OECD, Haziran başında Paris’te yaptığı toplantıdan sonra, bağımsız varlık fonları (Sovereign Wealth Funds-SWF) hakkında bir deklarasyon yayınlamıştı. Bu deklarasyon küresel çapta hareket eden özellikle petrol zengini ülkelere ait trilyon dolarlık bağımsız fonların gittiği ülkelerde güvenlik sorunu oluşturmasını önlemek amacıyla, bu fonları kabul eden ülkelerin kısıtlayıcı önlemler alabileceğini öngörüyordu.
Arap ülkeleri, kendi ulusal petrol şirketlerinin ihracatıyla elde ettikleri paraları bağımsız fon adı verilen bu fonlarda değerlendiriyor. Bu fonlar gittiği ülkeler açısından güvenlik endişesi doğurabilmekte ve kara para aklamada kullanılmaktadır.
OECD Bakanlar Konseyi ayrıca bu fonların “ticari amaçlardan çok siyasi amaçlarla motive edilmeleri halinde endişe kaynağı olabilir ve ulusal güvenlik kaygıları yükselebilir” şeklinde görüş bildirmişti.
Rusya’da, Putin Başbakan olunca, bir ekonomik program açıkladı. Bu programa göre, ulusal güvenlik açısından stratejik sektörlerde yabancı yatırımlara sınırlama getirildi.
Almanya sınır getiriyor
Bir süre önce de, Alman hükümeti yabancı sermaye girişine sınır getiren bir yasa tasarısının parlamentoya gönderdi. Tasarıya göre, ulusal güvenlik açısından, yalnızca bağımsız fon şeklindeki yabancı sermayenin stratejik nitelikteki sektörlere yapacakları yatırımların payı yüzde 25’i geçmeyecek.
Hindistan ve Vietnam’da, temel gıda maddelerinin dış ticaretine sınır getirmişti.
Bağımsız fonların en fazla cirit attığı ülke, Türkiye’dir. Başbakan bu fonların getireceği güvenlik sorunlarını hiçe sayarak, tersine Arap ülkelerine fon gelsin ricasında bulunuyor.
Başbakan’ın, bağımsız fon şeklindeki Arap sermayesini istemesinin görünen iki nedeni var:
1) Dünyada cari açığın en hızlı arttığı ülke Türkiye’dir. Başbakan yüksek faiz-düşük kur çıkmazının getirdiği suni refah ortamını kullanıyor. Bu çıkmazın yükü olan dış borcu sıcak parayı ise görmüyor. Daha doğrusu görmek istemiyor. Başbakan cari açığın finansmanı için ne idüğü belirsiz bu fonları kullanıyor.
2) Başbakan’ın Araplarla çeşitli bağlantıları olduğu anlaşılıyor. Araplarla yakın olduğunda, toplumda daha kolay inanç siyaseti yapacağını biliyor.
Güvenlik sorunu
Eğer bağımsız fonlar açısından Almanya güvenlik endişesi duyuyor, buna karşılık Türkiye duymuyor ise, altında yatanın ne olduğu nu iyi düşünmek gerekir.
Dünyadaki büyük fonların sahibi belli değil. Bu nedenle kara para aklamakta da kullanılıyor. Şimdi birçok ülke bu fonların kırılganlığı artırmasına karşı, güvenlik riskine karşı önlemler alıyor.
Türkiye’de, gerek devletin fiyat stratejisi ve gerekse güvenlik açısından, yalnızca bağımsız fonlar değil, diğer spekülatif sermaye girişi için de önlem almak gerekir.
Bu fonların girişinde vergi koymak, faizlere yansır. Yapılması gereken, yalnızca doğrudan sabit sermaye yatırımları için bu fonların girişine izin vermek, banka satışları, şirket satışları ve özelleştirme için yüzde 25 ile sınırlı tutmak gerekir.