Bir zamanlar, siyasi parti mitinglerinde en fazla kalabalığı Millet Partisi Başkanı rahmetli Osman Bölükbaşı toplardı.. Etkili konuşmaları nedeniyle de çok alkış alırdı.. Ancak seçimler gelince oy alamazdı.Bu garip durumu, Sonra kendisi açıkladı : “ Herkes beni alkışlıyor..kimse oy vermiyor “
Bugünlerde gazetelerde çeşitli anket sonuçları yayınlanıyor.. Bunlardan birisinde Başbakan Erdoğan’ ın Mayıs ayında 38.4 olan form endeksinin (form grafiği deniliyor) Haziran ayında 39.1 e çıktığı ifade ediliyor.
30 yıl önce tanıdığım, Türkmenistan dan Türkiye’ ye göç edip yerleşmiş birisi, Türkçe yi çok iyi kullanamazdı.. Aklına ve gerçeklere çok ters gelen şeyler için, “ böyle şey olur mu? “ diyemezdi.. Vurgulayarak “ acayip “ derdi.
Şimdi Türkiye’nin gerçeklerine ve Başbakanın formuna baktığımız zaman, form grafiğinin yükselmesi karşısında insan şaşkınlığını ifade edecek söz bulamıyor .. Zira :
1)- Mayıs başında tüm dünyada başlayan ekonomik dalgalanma en fazla Türkiye ‘ yi vurdu. Faizlerin en fazla arttığı, Borsanın en fazla düştüğü reel sektörün zora girdiği, iflasların olduğu ülke Türkiye oldu.. Tekstil ve Turizmden sonra, inşaat sektörü de daraldı.
2)- Faizler 4 puan arttı.. Bankalar Konut Kredisi, Taşıt Kredisi, Tüketici Kredisi faizlerini 14 puan artırdılar. İnşaat sektöründeki durgunluk ve fiyat artışı başta TOKİ’ den ihale almış olan müteahhitler ile birçok müteahidi zora soktu.. Vatandaşlar arasında “ konutzede “ lerin artmasından korkuluyor.
3)- Kırsal kesimde yaşayan 25 milyon nüfus, fakru-zaruret içinde yaşıyor.. Tarımda bu yılın prim desteğinin bir yıl sonra verileceğini Başbakanın kendisi açıkladı.. Fındık üreticisini,
“ fiskobirliğe gidin “ diye yine Başbakanın kendisi azarladı.
4)- Son yıllarda dünyada terörün en çok arttığı ülke yine Türkiye oldu. İsrail bir kişi için harp yapıyor.. Biz yüzlerce şehidimiz için elimiz-kolumuz bağlı gibi duruyoruz.
5)- Avrupa Birliği Güney Kıbrısa limanları açın diye diretiyor. Kıbrıs’ta ve Türkiye’ de herkesin morali bozuk.
6)- Başbakanın danışmanı, Elçilerle bazı temsilcilerle görüşmeler yapıyor. Dış İşleri bizim bilgimiz yok diyor.
Yukarıdaki tabloyu daha da uzatmak mümkündür.. Ancak bunları da ve yeni söyleyeceklerimizi de toplum an be an yaşadı.. yaşıyor..
Bu yaşadıklarımıza rağmen eğer ankete katılanlar, Başbakan için başarılı oy veriyorlarsa, durup düşünmemiz gerekir.
Acaba bizim toplum bu kadar vurdum duymaz olabilir mi?
Geçmişte yaşadıklarımız tersine bizim toplumun çok sabırlı ve fakat aynı zamanda çok duyarlı bir toplum olduğunu gösterdi.. Bir seçimde Ecevit’ e yüzde 21 oy verip, 4 yıl sonra bu oyu yüzde 1 ‘ e düşüren bir seçmen kitlesine duyarsız diyemeyiz.
Bazı gazeteler de AKP’nin oy oranını artırdığını, yüzde 38.5 e yükselttiğini yazdı.. Eminim ki, yaşadığımız gerçeklerle ilgisi olmayan anketleri halka duyuran gazetenin tırajı da düşecektir. Çünkü; Atalarımız Güneş balçıkla sıvanmaz “ yahut “ çuvaldız çuvala girmez “ demişler..
Esmer birine, “ sen sarışınsın “ derseniz herhalde aynaya koşmaz.. Ancak bunu söyleyen içinde olumlu düşünmez.
Bütün bu gerçeklere rağmen böyle işler neden oluyor?
Nedenini siz biliyorsunuz ..