ARTIK KİMSE YATIRIM YAPMIYOR

1923 – 1930 yılları arasında, liberal ekonomi politikaları uygulandı. Ne var ki, o dönemde harpten çıkmış bir toplum olarak piyasa ekonomisinin gerektirdiği sermaye birikimi yoktu.

 

1927 yılında, devlet fabrika yapmak isteyenlere bedava arsa ve arazi tahsis eden yasayı daha etkin hale getirdi. Ancak sonuç alınmadı. Bunun içinde ‘’Devletçilik dönemi‘’ denilen dönem başladı.

 

 

 

1933- 1938 birinci sanayi planı doğrultusunda devlet,   planlanandan daha fazla yatırım yaptı. 1938 ve sonrası ikinci dünya harbi ve harbe hazırlık nedeniyle aynı performansı devam ettirmek mümkün olmadı.

 

Bu gün AKP’ nin babalar gibi sattığı altyapı yatırımlarının çoğu o dönemde yapıldı.

 

1963 planlı dönemde de, devlet yatırımlar için hem yol gösterdi, hem de yatırımlara destek verdi.  Faizlerinde düşük olması nedeniyle imalat sanayii hızla büyüdü. Demirel’in reel sektöre yaklaşımı da önemli bir katkı oldu… Türkiye birinci ve ikinci plan döneminde, ortalama yüzde 7 oranında ve istikrarlı büyüdü. İstihdam arttı.

 

Rahmetli Özal döneminde Turizme ve Ulaştırmaya büyük destekler verildi. Turizm sektörü hızla gelişti.

 

AKP iktidarı, sanayi sektörünü ikinci plana attı. Sıcak para, spekülatif sermayeye teşvik verdi. Örneğin iki yıl öncesine kadar borsa da sıcak paradan vergi alınmazken, yerli sermayeden alındı. Sıcak para teşvik edildi. Özelleştirme de blok satış yoluyla altyapı yatırımlarını yabancıya sattı.

 

Bir süre önce, Merkez Bankası Başkanı, düşük kur uygulaması siyasi bir tercihtir dedi.  Hükümet kuru düşük tutarak, içerideki aramalı üreten fabrikaların kapanmasına neden oldu. İşsizlik arttı.   Herkes düşük kurdan dolayı aramalı ve hammadde ithal etmeyi tercih etti.

 

Gele gele Türkiye yatırım yapılmaz ülke haline dönüştü. O kadar ki toplam yurt içi tasarruf oranı, DPT rakamlarına göre 2002 yılında yüzde 19.1 iken 2011 yılında 12.6 ya düştü.

 

AKP iktidarı, yatırım teşviklerini de çar- çur etti. Yatırım anarşisi oluştu.

 

Örneğin, Hazine Müsteşarlığının yeni yatırım teşvik sistemi I. yıl uygulama sonuçlarını açıkladı. Bu açıklama, yerli ve yabancı sermayenin artık yatırım yapmak istemediğini gösteriyor.

 

2009 Ağustos – 2010 Temmuz arasında geçen bir yıl içinde, 58.7 milyar liralık teşvik belgesi düzenlendi. Bunun 42.7 milyar lirası yeni yatırım, kalan kısmı tevsii ve diğer yatırımdır.

 

Söz konusu yılda teşvik belgesi alan yatırımların beşte dördü yerli sermaye beşte biri yabancı sermayedir. Oysaki Borsada yabancı sermaye payı yüzde 72’dir. Bankalardaki payı yüzde 50’ye ulaştı.

 

Bu demektir ki, Türkiye ye ya sıcak para olarak geliyor… Ya da karlı işletmeleri satın alan yabancı sermaye olarak geliyor. Yeniden yatırım yapmak için gelen yabancı sermayenin payı yalnızca yüzde 20’de kalıyor.

 

Öte yandan, yatırım teşvik sisteminde Türkiye, sosyo- ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre  4 bölgeleye ayrılmıştır. Dördüncü bölge en azgelişmiş bölgedir. 31 ilden oluşmaktadır. Türkiye’nin kuzey doğu, doğu ve güney doğu illerini kapsamaktadır.

 

Bu 31 il için düzenlenen teşvik belgeli yatırım tutarı, 841 milyon liradır  Yani toplamı  belgeli yatırımların yüzde 8.6’sıdır.üdür. Ayrıca dördüncü bölgeye yatırım yapmak isteyen yabancı sermayenin yatırım talebi yok denecek kadar azdır. Tamamı 16 milyon liradır.

 

Özet olarak, Türkiye’ ye yerli ve yabancı sermaye yatırım yapmıyor. Doğuya AKP döneminde yatırım yapılmadı. Gerçekte terörü önlemenin yolu, yatırım yapmak ve iş yaratmaktır. Gelen yabancı sermaye de spekülatif sermaye ve sıcak paradır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir