Artık Ekonomi Çivi Tutmaz

Hükümet kendi haline bıraksa, birkaç yıl alır ve fakat ekonomide iç dinamikler istikrarı sağlar. Ama maalesef hükümet buna izin vermiyor. İstikrarı Bozucu müdahale yapıyor. 

Her şeyden önce Hükümet ne olup -bittiğinin ve risklerin farkında değil. Söz gelimi;

Mayıs ayında Yİ-ÜFE’ hem aylık hem de yılık olarak artmaya devam etti. Aylık Yİ-ÜFE Nisan ayında 7,67 iken, Mayıs ayında 8,76 oldu. Yıllık olarak ta 121,82’den yüzde 132,16’ya yükseldi. Bu demektir ki yaz aylarında genel olarak eksi olan TÜFE bu sene artacaktır. Buna rağmen Hükümet ‘’enflasyon düşüyor ‘’diyor.

Dış borçlarda iflas risk sigorta primini gösteren CDS oranı sürekli artıyor. 716,6 baz puana çıktı. Yabancı sermaye gelmiyor, tersine çıkıyor. Yerli sermaye içerde yatırım yapmıyor. Dışarıda yapıyor. Merkez Bankası rezervleri ekside . Bu şartlarda dış borçlarda temerrüt riski arttı.

Merkez Bankası TL’ yi koruyamıyor. 2006 yılından beri enflasyon hedefi tutmadı. MB gösterge faizine göre reel faiz oranı eksi 32’ dir. Hükümet  Bunu telafi etmek için farklı yollardan faiz veriliyor.  Dahası MB bankaları düşük faizle destek vererek, sektörel dengeyi bozuyor. Faiz anarşisi varsa istikrar dikiş tutmaz.

Bu kadar risk varken, bir bakanın diğer ülkeler başarımızı sorguluyor demesi, iktisadi ajanların ve sermayenin moralini bozuyor. Ekonomi yönetimine olan güven düşüyor.

Demokrasi ve hukuk altyapısı bozuldu, kayyum atamaları mülkiyet güvencesini zedeledi.

Hükümet Fetö ‘sermayesini kontrol etmek için , şirketlerin  hamiline yazılı senetlerini Merkezi Kayıt kurumuna bildirilmesini istiyor. Şüpheli şirketlere kayyum tayin ediyor. Seçilmiş Belediyeler yerine kayyum atıyor. Bunlar piyasa düzenini ve kaynakların etkin kullanılmasını engelliyor.

Devletin açıkladığı veriler güven vermiyor.

İstanbul Ticaret odası Mayıs ayı perakende fiyat artışını aylık yüzde 5,84 ve yıllık yüzde 87,35 olarak açıkladı. TÜİK ise TÜFE’ yi 2,98 olarak açıkladı. İstanbul ve Türkiye arasında bu kadar aylık fiyat farkı olmaz. Belli ki TÜİK’ e müdahale var. Bu şartlar belirsizliği artırıyor ve yatırımları engelliyor.

Popülizm, kaynak kullanımında etkinliği ve istikrarı bozdu.

Kaynak kullanımında etkinlik, kıt kaynakların en verimli şekilde ve toplumsal refaha en yararlı şekilde kullanılmasıdır. Hükümet Bütçe kaynakları yatırım yapıp iş yaratmak yerine; hane halkına yardım adı altında para dağıtıyor. Devlet TOKİ kanalı ile ölü yatırım, lüks konut yapıyor. Yolcusu olmayan hava alanları yapıyor. Köprü ve yolların maliyeti cari piyasa değerinin çok üstünde oluyor. Dahası bütçenin bir kısmı saraylar ve törenler şatafatına gidiyor.

Özetle Hükümet yaptıkları bu yanlışları, kendi politikasının temel taşları olarak ve doğru görüyor.  Bu nedenle bu hükümet devam ettiği sürece ekonomi dikiş tutmaz.   Eğer sonbaharda seçim olmazsa, bu durum bir yıl daha sürdürülemez.

Türkiye, 1933 devletçilik ve birinci beş yıllık sanayi planı döneminde istikrar sağladı. Sonradan ikinci Dünya harbi istikrarı bozdu.

İkinci defa, 1963 -1970 yılları arasında Karma ekonomiye dayanan birinci beş yıllık kalkınma planı ve İkinci beş yıllık kalkınma planının ilk yıllarında istikrar sağladı.

1980 sonrası, bir gecede ithal ikamesi politikalarından, karma ekonomiden vazgeçilmesi ve kambiyo sisteminde ve dışa açılmada bir geçiş döneminin ihmal edilmesi nedeni ile bir istikrarsızlık dönemine girdi.

Küreselleşme ve sıcak para da tüm makro dengeleri ve gelir dağılımını bozdu.

Bundan sonra gelecek Hükümetlerin, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal altyapısına, halkın tüketim ve tasarruf alışkanlıklarına göre ve geçmişi de dikkate alarak ‘’ Türkiye için kalkınma modeli ‘’ hazırlamalıdır.  Prensip olarak;

  • Temel prensip olarak kısa dönemde; Türkiye İMF ile iş birliği yapmalıdır. AB ile yakınlaşmalıdır.
  • Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne dönmelidir.
  • Parti devletinden kurumsal devlete geçilmelidir.
  • İstikrar planı yapmalıdır.
  • Popülizm ve yolsuzluk, bağımsız kurumlar tarafından denetlenmeli ve geçmişte varsa yolsuzluklar takip edilmelidir.
  • Devletin doğrudan yatırım yapması ve iş yaratmalıdır.
  • Özelleştirilen kamu tekelleri ve kamu altyapı yatırımları ile, Kamu- özel işbirliği yoluyla yapılan tüm yatırımlar devletleştirilmelidir.

 

One thought on “Artık Ekonomi Çivi Tutmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir