APTALLAR ANCAK MİLLETİ ALDATMAYA KALKAR

Serbest piyasa ekonomisi, Türkiye de maniplasyon ekonomisi oldu.

 

Manipülasyon,  psikolojik teknikler kullanarak, hedef kişi ya da kitlede, davranış veya kanaat değişikliği yaratmayı amaçlar.  Ekonomide beklentileri  kendi çıkarları için değiştirip, borsada  veya  her hangi bir piyasada ,gerçekleri  örtecek gündemler yaratarak  spekülatif kazançlar sağlamak ta bir nevi maniplasyondur.  

 

 

Söz gelimi Asil Nadire atanan suçlama , o zaman sahip olduğu Polly-peck şirketini zorda gösterip hisselerini düşürmek ve sonrada bu hisseleri düşük değerden toplamaktı.

 

Durgunluğa rağmen Borsa endeksinin artması da , borsaya hakim yerli ve yabancı sermayenin maniplasyon yapmasından ileri gelmiştir. Basında   Fitch’in not artırımını sürekli pompalayarak , borsanın spekülatif bir şekilde artması sağlanmıştır.

 

Ekonomide beklentileri olumlu yönlendirmek ile Maniplasyon  farklıdır. Beklentileri olumlu yönlendirmek , gerçekleri gizlemeden  ekonomik tablonun gelecekte daha iyi olacağını vurgulamaktır. Maniplasyon ise istatistikleri çarpıtarak  karayı ak göstermektir.   

 

Maalesef  basın bunu hep yapıyor. Söz gelimi dün Merkez Bankası ve TÜİK , ‘’ Reel Kesim Güven Endeksi’’ni açıkladı. Bu endeksi  ciddi bir yayın olan ‘’Günlük  Ekonomi  Bülteni ,’’ Reel kesimin Güveni azaldı ‘’ şeklinde  verdi. Bir yıl önceki kasım ayında 102.3 olan Reel Kesim Güven Endeksi, bu Kasımda 101.0 a düştüğü için , Günlük ekonomi Bülteni doğru  olarak bu başlığı atmıştı. Gel gör ki , günlük satışı yüksek olan bir gazetede bir ekonomi köşe yazarı ‘’Mevsimsellikten arındırılmış güven endeksi ‘’ ni gösterge alıyor ve  bu yıl içinde Haziran –Eylül arasındaki endeksi Kasım ayı ile karşılaştırarak , endeksin kasım ayında 109.0 olduğunu ve reel kesimin güveninde belirgin düzelmeler olduğunu söylüyor.

 

Bu kasım ayında reel sektör güven endeksinin ne yönde geliştiğini doğru tespit etmek için , geçen yılın kasım ayı ile bu yılın kasım ayını karşılaştırmak gerekir. Köşe yazarının yazdığı , Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi , 2011 kasım ayında  110.3 iken , bu kasımda 109.0 a gerilemiş. Yani nerden bakarsak reel kesim güven kaybetmiş.  

 

Maniplasyon yapanlar , hem halkı aldatarak ve halkın tercihlerini yanlış  değiştirerek  , hem de iktisat politikalarının  yanlış kurgulanmasına yol açarak , toplumun geleceği ile oynuyorlar.

 

Reel kesim güven endeksinin düşmesi , reel kesimin yatırım iştahının azalması demektir. Mamafih Son üç ayda toplam siparişlerde de geçen seneye göre azalma var. Sabit sermaye miktarı endeksi de geçen sene kasım ayında 114.0 iken , bu sene kasım ayında 109.3’e gerilemiştir.

 

Endeks genel de azalma yönündedir. Ayrıca İstihdam beklentisinde de düşme var. Ancak gelecek üç ayda ihracat sipariş miktarında artış bekleniyor. Bu durum ,ekonomide genel gidişata  geçen kasıma göre  daha iyimser bakılması sonucunu doğuruyor. 

 

Öte yandan Yine Merkez  Bankasının açıkladığı , ‘’İmalat sanayi kapasite kullanım oranı da geçen seneye göre gerilemiştir. Geçen sene Kasım ayında İmalat sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 76.9 iken , bu sene kasım ayında yüzde 74.0 olmuştur.

 

Kapasite Kullanım Oranı, bir üretim biriminin söz gelimi bir fabrikanın  belirli bir dönemde diyelim ki bir ayda , fiilen ürettiklerinin , üretebileceği en yüksek miktara oranını gösterir.  Bir ayakkabı fabrikası ayda 100 ayakkabı üretme kapasitesine sahipse ve fakat  fiilen ancak 70 ayakkabı üretebiliyorsa , kapasite kullanım oranı yüzde 70’tir.

 

Üretim kapasitesi , bazı kazalar , gecikmeler , arızalar gibi nedenlerle 100 de 100 kullanılamaz. Ancak yüzde 74 kapasite kullanım oranı da  çok düşüktür. Atıl kapasite var demektir. Bu atıl kapasite üretim maliyetlerinin artması ve bu yolla maliyet ve fiyat artışına yol açmaktadır. Piyasada oligopol yapı olduğu için firmalar maliyet artışını fiyatlara yansıtabilmektedir.

 

Bu sorunların çözümü için önce gerçekleri çok iyi ve doğru tespit etmemiz gerekir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir