Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, AKP ‘yi kuran da ve örgütü dizayn eden de Başbakan olduğu için, başarı ve başarısızlıkta Parti ile Başbakanı farklı değerlendirmek mümkün değildir. AKP’ liller de Başbakan giderse her şeyin farklı olacağına inanıyorlar.
CHP’ de ise Kılıçdaroğlu yeni CHP dedi ve CHP’nin geçmişini adeta inkar etti. Herkese kucak açıyorum diye yönetimini, adayları, çoğu CHP misyonu ve vizyonu ile ilgisiz ve aynı zamanda farklı ideolojik guruplardan topladı… Bu nedenle başarı ve başarısızlık CHP’ nin değil, doğrudan Kılıçdaroğlu’ nundur.
AKP neden kazandı?
1. Ekonomide yavaşlamanın, enflasyondaki artışın, yabancı sermaye girişinde daralmanın etkileri henüz topluma yansımadı. Tersine halkın bankalara olan borcu arttı. Seçim öncesi altyapı yatırımları ve Sosyal yardımlar artırıldı. Sağlık hizmetinde başlayan ve kalp hastasına 6 ay sonrası için gün verilmesi gibi sıkıntılar arttı ve fakat henüz halkın sabrını taşıracak seviyeye gelmedi..
2. AKP halka çaktırmadan manevi baskı yapıyor. Halk bu dolaylı baskı ile siyasetin ve maneviyatın farklı alanlar olduğunu henüz net olarak anlayamadı. Zaman içinde anlayacağı çok açıktır.
3. Başbakan gündemi iyi yönetti… Mazlum rolünü iyi oynadı. Halkın mazluma karşı olan duyarlılığını iyi kullandı.
4. Muhalefet partiler AKP’ ye alternatif yaratamadı.
Kılıçdaroğlu neden kaybetti?
Seçimde, Başbakana kızan ve olayları ülke sorunu olarak görenler Kılıçdaroğlu’na rağmen CHP’ ye oy verdi.
1) Kılıçdaroğlu genel başkan olarak güven vermedi. Sabah ve akşam farklı konuştu. Adaylıklarda ,’’ sen adaysın ‘’diye zorladıklarını bile yarı yolda bıraktı. Bire bir verdikleri hiç bir sözü tutmadı. Bir misyonu olmadı. Halka umut olamadı. Sakin güç olarak algılamak isteyenlere de umut vermedi. Zira sakin güç, aynı zamanda düşünen ve fikir ve proje yaratan insan demektir. Pasif güç değildir.
2) Tekrar söylemek gerekir ki, Kılıçdaroğlu, CHP’ lilerle ile CHP geçmişi arasındaki bağı koparmaya çalıştı. Birbirine zıt ideolojik düşüncede olanları ve hatta açıkça Atatürk karşıtıyım diyenleri iki ilde milletvekili ve İzmir’de belediye başkan adayı yaptı. Ermeni soykırımı var diyen ve Ermenilerden özür dileyenleri milletvekili yaptı veya Parti Meclisine aldı. Partiyi değerlerinden yoksun ve adeta hüviyetsiz bir parti yaptı. AKP’nin kullandığı değerleri taklit etti. AKP’nin dümen suyundan gitti.
3) Parti, Belediye başkan adaylarını haftalarca belirleyemedi. Genel başkan yardımcıları adaylar konusunda parti içinde paylaşma kavgası verdi. Bu kavga dışarıya yansıdı. Partiye yeni giren Sarıgül, MYK ve parti meclisi üstünde aday ve meclis üyelerini belirledi. Belediye başkanları ve ilçelerin ortak yaptığı listelere, genel başkan yardımcıları değiştirip kendi adamlarını yerleştirdi. O kadar ki başka şehirlerden olan bazı kişiler, oturmadığı ve hatta görmediği İstanbul’ un bazı ilçelerinde belediye meclisine aday yazıldılar.
4) CHP’de Kılıçdaroğlu’ na kadar, adaylıklar etnik ayırım gözetilmeden mezhep farkı gözetilmeden dağıtılırdı. Oysaki bu seçimlerde ayırımcı davranıldı. Bu ayırımcılığı adayları inceleyen herkes kolayca fark etti.
5) Kılıçdaroğlu ve parti içinde aynı fikirde olanlar, Deniz Baykal’la çalışmış ve halkta karşılığı olan insanları özellikle dışladı. Oysaki Deniz Baykal seçimlerde her tarafı dolaşarak partisine hizmet etti. Bizler şahit olduğumuz yanlışları gördüğümüz halde, partiye zarar gelmesin diye sustuk.
6) Kılıçdaroğlu Başbakan ve AKP’ ile ilgili olumsuz konjonktürü değerlendirmedi. Sonuçta seçimde söylediklerinin halkta karşılığı oluşmadı. Kendi ili Tunceli’de bile CHP kaybetti. BDP kazandı. Bundan sonra yapacağı ve söylemeği hiçbir şey kalmadı. Basın toplantısında ‘’biz yine halkın yanında olacağız ‘’diyor. Ne var ki halk Kılıçdaroğlu’ nun yanında olmuyor. Eğer partisini düşünüyorsa ve demokrasiye inanıyorsa, istifa etmesi ve partinin önünü açması gerekir.