Bu gün Adli yılın açılış töreninin sarayda yapılması, Barolar Birliği ve CHP tarafından tepki ile karşılandı. Buna karşılık Yargıtay aynı zamanda darbe teşebbüsüne vurgu yaparak ‘’ …sahibi devlet ve millet olan bir kongre salonunda bu toplantının yapılacak olmasının nasıl yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını zedeleyeceğini anlamakta zorluk çekmekteyiz.’’ diye açıklama yaptı.
Aslında Yargıtay binaları da milletin malıdır. Cumhurbaşkanlığı sarayı yürütmenin emrine verilmiştir… Yargıtay binası da yargı emrine verilmiştir. Önemli olan yasama, yürütme ve yargı güç dengelerinde yanlış bir imaja, yanlış bir algıya yol açmamaktır. Adaletin tarafsızlığına gölge düşürmemektir.
Söz gelimi ABD de Başkan Obama Parlamentoda konuşurken katılan ve en ön sırada oturan yüksek Mahkeme yargıçları tarafsızlıklarına gölge düşeceği endişesiyle tezahüratta bulunmamış ve ayağa kalkmamış ve alkışlamamışlardır. Kaldı ki ABD’ de her yıl yapılan ‘’Birliğin Durumu töreni ‘’ne 9 kişilik mahkemenin bazı üyeleri, bu nedenle katılmayı da reddediyor. 2016 yılı için altı üye Obama’yı dinlemek için Kongre’ye katılmıştı.
Dün Mehmet Yılmaz kendi köşesinde Magna Carta’nin neden çayırda imzalandığını,‘’Magna Carta ile İngiltere Kralı, bazı yetkilerinden feragat etti ve Kanunlara uygun davranacağına söz verdi. Hukukun üstünlüğünü kabul etti. Hukukun üstünlüğünü ilan eden belge sarayda değil, herkesin eşit olarak yan yana durabildiği bir çayırlık alanda imzalandı. ‘’ şeklinde açıklamıştı.
İstanbul’daki bir toplantıya katılan Dünyada demokratik yönetimlerde hukukun üstünlüğünü inceleyen Washington merkezli düşünce kuruluşu Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) yöneticisi Joel Martinez, Türkiye’nin Hukukun üstünlüğü endeksindeki yerinin, 2014 yılında 99 ülke arasında 59’uncu sırada iken 2015 yılında 102 ülke arasında 82’inci sıraya gerilediğini, puanının 45 olduğunu, aynı endekste Kenya, Bolivya, Rusya, Zambiya, Sri Lanka gibi ülkelerin puanı daha yüksek puan aldığını açıklamıştı.
Öte yandan Avrupa İnsan Hakları mahkemesi (AİHM) 2015 istatistiklerine göre, Türkiye 2015 sonunda Ukrayna ve Rusya’dan sonra AİHM’de hakkında en fazla dava başvurusu bulunan 3’üncü ülkedir.
AİHM raporuna göre ‘’2015 yılında toplam 823 karar açıklandı. Hakkında en fazla karar açıklanan ülke ilk sırada Rusya (116) ve ikinci sırada Türkiye (87) oldu. Türkiye en fazla cezayı 2015 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili maddesini ihlal etmekten dolayı aldı .’’
Yargıtay titiz davranmazsa, halk arasında yargının siyasallaşması şeklinde algı oluşur. Mamafih, Kadir Has Üniversitesi Türkiye sosyal-Siyasal eğilimler Araştırmasına göre, halk yargının giderek siyasallaştığını düşünüyor. Aşağıdaki tabloya göre 2011 yılında halkın yüzde 49.5’i yargının siyasallaştığını düşünürken, 2015 yılında bu oran yüzde 65’e yükselmiştir.
Özet olarak Yargı mensubu iyi niyetli de olsa, titiz davranmak zorundadır. Halkın yargıyı algılaması önemlidir. Eğer yargının siyasallaştığı kanaati oluşursa, yargı gücü zayıflar. Siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar için yargıya olan güveni korumak zorundayız.