KURTULUŞ Savaşımızın kesin ve son zaferi 30 Ağustos’ta başladı, 9 Eylül 1922’de tamamlandı.
Türk halkı, düzenli ordusu, Kuva-i Milliyesi, köylüsü, esnafı ile yürüttüğü Kurtuluş Savaşı’nın son darbesini 9 Eylül’de vurdu. 9 Eylül İzmir’in geri alınmasından sonra Yunan güçleri, dağınık halde kalmış oldukları Ege’nin bazı yörelerinden de çekildi.
Bu nedenle 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu anlamlı bir gündür. Türkiye’nin milli sınırlarının düşman işgalinden kurtulduğu ve tam bağımsızlığımızı ifade eden bir gündür. Yani 9 Eylül aynı zamanda “tam bağımsızlık” günüdür.
Mustafa Kemal, 9 Eylül’ün anlamını daha iyi vurgulamak için, bir yıl sonra 9 Eylül 1923 tarihinde “Halk Fırkası”nı kurdu.
Halk Fırkası, Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyen ve yürüten “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin devamıdır. Bu cemiyet de Halk Fırkası’nın bünyesine katıldı.
Partinin adı, 10 Kasım 1924’te “Cumhuriyet Halk Fırkası”.
Ve 1935 yılında partinin dördüncü kurultayında “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak değişti.
Geçmişine saygısı olmayanın…
KURTULUŞ Savaşı’nı herkesi iyi bilir… “Geçmişine saygılı olmayan, geleceğine de sahip çıkamaz” sözünün hatırlatmak amacıyla ben 9 Eylül’ü hatırlattım.
Gerçekten Türkiye’nin tam bağımsızlık gününü, kişisel hırsları ve çıkarları için kullanmak isteyenler var. Bu günü abursuz ederek, halkın milli duygularını yıpratmak ve dejenere etmek isteyenler var. Bunların ucunun nereye gittiğini hepimiz iyi biliyoruz. Bu halk Kurtuluş Savaşı’nda da yabancılar tarafından beslenen bu şer güçlerle uğraştı. O zaman İngilizler’den para alan hainler vardı.
CHP, her 9 Eylül’de tam bağımsızlık gününü Anıtkabir’de Ata’nın huzurunda kutlar.
Bu sene geçen yıllardan daha farklı bir yıldır. Laik – demokratik cumhuriyetin geleceği daha fazla risk altındadır. Bu riski yeni Anayasa isteyenlerin yaklaşımında daha net görebiliyoruz.
AKP ve yabancı tuzağına dikkat!
DÜNKÜ Cumhuriyet Gazetesi, Anayasa taslaklarından birini açıkladı. Bu taslakta laikliğin delineceği ve dini kuralların yasalara sızacağı açıkça görülüyor.
AKP’nin üzerinde çalıştığı taslakta laiklik, “Din ve vicdan hürriyetine sahip olan bireylerin bu hürriyeti kullanarak kendi inanç dünyalarını belirleme ve onun gereklerine göre yaşama konusunda güvence sağlayan bir ilke” olarak tanımlanıyor.
AKP için Anayasa hazırlayanlar, şimdi laikliği insana uzatarak delmeye çalışıyorlar.
Yine özgürlükler konusunda da Anayasa’da halen yer alan “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz” hükmü de çıkarılıyor.
Bugün “AKP’ye oy verdin mi?” diye soranlara, kimse ben verdim diyemiyor. AKP’ye oy verenler utandığı için söylemiyor. Bunun altında aldatıldığını kısa sürede anlamak gibi bir yaklaşım olduğu ortaya çıkıyor.
Halkımız bugüne sahip çıkmalı
LAİK cumhuriyetin tehdit altında olduğu bu dönemde, halkımız tam bağımsızlık gününde, Atatürk’e ve laik cumhuriyete sahip çıkmalıdır.
Suskunluk ve önlemsizlik, bu risklerin ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden oluşumların cüretini artıracaktır.
Tüm Atatürkçü ve laik demokratik cumhuriyetçilerin, bugün saat 10.30’da Tandoğan Meydanı’nda bulaşarak, Ata’nın huzuruna tam bağımsızlık gününde şükran duygularını ifade etmek için gitmelidirler.