5464 SAYILI BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI BORÇLARI

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 3. Yasama Yılı
97. Birleşim 02/Haziran/2009 Salı

 

 

BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.


Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım, oylarınıza sunacağım.

1.- İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ ın; 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/406) İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi.


Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/406 Esas numaralı kanun teklifime iç tüzüğün 37. maddesine göre işlem yapılmasını saygılarımla arz ederim. 20.04.2009

Prof. Dr. Esfender Korkmaz İstanbul


BAŞKAN – Sayın Korkmaz, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

ESFENDER KORKMAZ (İstanbul)

– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygılar sunuyorum.

 

 

 

Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na geçici bir madde eklenmesiyle ilgili bir teklif verdik. Bu teklif kredi kartları borçlarını, 2 milyona ulaşan, 2 milyonu geçen kredi kartları borçlarını, ödeme zorluğuna düşen insanların borçlarını yeniden yapılandırmayı öngörüyor. Bu teklife göre bu borçlar iki yıl vadeye yayılacak, eşit taksitte ödenecek ve normal faiz işleyecek.

Değerli arkadaşlar, böyle bir teklif vermenin nedeni… Biliyorsunuz, ekonomik kriz birçok işçinin işsiz kalmasına neden oldu, birçok esnaf dükkân kapattı, yüksek faiz, yüzde 54 gibi dünyada olmayan bir faiz ödeyen insanlar zora girdi. Dolayısıyla bu sonuçlar itibarıyla hâlen 1 milyon insan var icrada. Asgari ödeme yapan 9 milyon insan var. Bu insanlar hayat boyu bu ödemeden kurtulamayacaklar. Çünkü gelirleriyle yalnız faizlerini ödüyorlar. Dolayısıyla burada tüketici, kredi kartı sahibi zor durumda. BDDK Başkanı da bunların zor durumda olduğunu söylüyor: 4,5 ayda 6 milyon kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin oranının yüzde 6,52’den 8,75’e çıktığını söylüyor. Merkez Bankası Başkanı da kredi kartı faizleri nedeniyle halkın zor durumda olduğunu söylüyor. Şimdi arkadaşlar demek ki ortada bir sorun var. Şimdi bu sorunu hep birlikte… Değerli milletvekilleri, AKP milletvekilleri, gelin ilk defa bir iş yapalım, bu makul teklifi hep beraber kabul edelim. Neden makul? Çünkü banka kazanacak. Banka nasıl kazanacak? Alacağını tahsil edecek, icrayla uğraşmayacak. Ayrıca da halkın bankalara “Tefeci” demesi iddiasından kurtulacak. İkincisi, devlet kazanacak. Neden kazanacak? Arkadaşlar, bankalar tahsil edemediği kredileri çürük alacak olarak vergi matrahından düşüyor. Yani, neden bankalar, böyle yüzde 10’ları ödenmediği hâlde çok fazla önem vermiyorlar? Çünkü vergiden düşüyorlar, vergi matrahından. Eğer borçlar yeniden yapılandırılırsa devlet de vergisini alacak. Dolayısıyla, devlet kazanacak, vatandaş kazanacak. Neden kazanacak? Çünkü, tefeci, faiz yükünden kurtulacak, dünyada olmayan, olması mümkün olmayan bir faiz yükünden kurtulacak ve ekonomi kazanacak. Neden kazanacak? Çünkü kredi kartı borçlarını yapılandırdığımız insanlar harcamaya başlayacak, talep artacak, ekonomi canlanacak ve iktidar ve muhalefet kazanacak arkadaşlar. Milletvekilleri halkın ilk defa bir sorununu çözmüş olacak. Biz burada hiç halkın sorununu çözüyor muyuz? Bakın, görüştüğümüz ve aylardır, haftalardır süren bu yasa teklifi, Hükûmetin yasa tasarısı tamamıyla halktan kopuk ve dolayısıyla halkı ilgilendirmeyen, yalnızca ihale konusu olan bir tasarı. Oysaki burada halk yararlanacak ve devlet görevini yapacak arkadaşlar.

Bakın, Anayasa’nın 167’nci maddesi şöyle diyor: “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır. …tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.”

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir banka yüzde 11 faizle mevduat topluyor. Yıllık bileşiği yüzde 13 eder. Bunu sanayiye yüzde 30’la satıyor, kredi kartına yüzde 56’yla satıyor.

Peki, bu, piyasa düzeni mi, sorarım size. Böyle piyasa düzeni olur mu arkadaşlar? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Korkmaz.

ESFENDER KORKMAZ (Devamla) – Peki, bankaların, kredi kartı veren 21 bankanın 19’u en yüksek faizden alıyor. Peki, bu, kartelleşme değil mi arkadaşlar? Yani bu kartelleşme olmasa 9 milyon insan sıkıntıya düşer mi?

Değerli arkadaşlar, bu makul bir tekliftir. Geçenlerde sizin grup başkan vekili de “Makul teklif getirin birlikte karar verelim.” dediler. Bu, 9 milyon insanı ilgilendiriyor. Aksi takdirde, bu 9 milyonun, tüm milletvekilleri olarak tepkisini çekeriz. İlk defa önümüze bir fırsat çıkıyor, değerlendirmenizi rica ediyorum ve bu kanuna hep birlikte “evet” diyelim bu teklife, hem 9 milyon insan sorunundan kurtulsun hem bankalar kurtulsun hem devlet alacağını alsın, vergisini alsın hem de vatandaş bu sıkıntıdan kurtulsun.

Teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Korkmaz. Öneri üzerinde, Ankara Milletvekili Sayın Nesrin Baytok. Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

NESRİN BAYTOK (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyeti Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sayın Esfender Korkmaz’ın Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na geçici bir madde eklenerek kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasını öneren kanun teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce meclisi saygıyla selamlarım.

Sayın milletvekilleri, kredi kartı bir ödeme aracıdır, kredi değildir. Ödemeleri nakit para yerine elimizdeki kartla yaparız. Karşılığı bankada var olmalıdır, o an yoksa da bir ay içinde olmalıdır. Hepimiz kredi kartı kullanıyoruz, hepimiz olayı kendi yaşantımızdan biliyoruz, görüyoruz. Kredi kartı vatandaş için bir tuzak hâlini almıştır. Para sihirbazlarının cambazlıklarıyla tuzak şeklinde bir uygulamadır. Kart sahibi olduğunuz anda elinizi, ödemediğiniz andan itibaren kolunuzu kaptırmışsınız demektir. Merkez Bankası gösterge faizi yüzde 13’tür. Kredi kartlarına uygulanan gecikme faizi yüzde 62,68; yani yüzde 63’tür. Her ay katlanarak artan bir ödeme yükümlülüğü, ödeyemeyen vatandaşları bekliyor demektir. İşsizlik bu dönemde tarihin en yüksek rakamlarına ulaştı, rekor kırdı. Resmî işsizlik Şubat 2009’da yüzde 16,1 oldu. Gerçek işsizlik hepimizin bildiği gibi bunun çok ötesinde. Bu durumda, ödenemeyen kredi kartlarının sayısı da aynı şekilde rekor düzeyde artmaktadır. İşsizlik demek, kredi kartı borcunu ödeyemeyecek kişi demektir. Buna, geliri azalanları, siftah yapamayan, ama işi varmış gibi görünen esnafı ve dar gelirliyi de eklediğinizde kredi kartı borcu çok daha fazla artacak demektir. Devletçe borçlu olduğumuz gibi milletçe de borç harç içinde yaşamaya çalışıyoruz. Bakınız, 2002 yılının sonunda, yani bundan yedi yıl önce vatandaşın kişi başına tüketici kredisi ve kredi kartı borcu sadece 64 dolardı, yedi yıl önce 64 dolar. 2009 yılının mart ayı sonunda, yani iki ay önceki durum şudur: Yüzde 1.422 oranında bir artışla bu borçluluk 971 dolara çıkmıştır, yedi yıl sonra 971 dolar. Bu borçluluktan konut ve otomobil kredilerini çıkararak bakarsak kişi başı borç yükü yüzde 1.037 artışla 53 dolardan 605 dolara çıkmıştır, yedi yılda 53 dolardan 605 dolara. Borç bu, borç, değerli arkadaşlarım, vatandaşın borcu. Bu rakamlar sizin döneminizi gösteren rakamlardır. Hani teğet geçiyordu? Biz ekonominin kötü olduğunu konuşmaktan hoşlanan insanlar değiliz. Biz daha iyiyi konuşmayı severiz. Sizlerle daha iyiyi mükemmele götürmek istediğimiz şartlarda yarışmayı tercih ederiz. Sayın Başbakan Erdoğan çok yanılıyor, yanlış konuşuyor. Biz felaket tellallığı yapmıyoruz, gerçekleri söylüyoruz.

Sayın milletvekilleri, önceki hafta Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva Türkiye’deydi. Brezilya’da sosyal demokrat bir yönetim olarak 2002’de işbaşına gelmişti. Sayın Silva IMF’ye olan borçlarını ödedikleri anlattı, sonra da şunları söyledi: “Yoksulluğumuz bizi uzun yıllar yönetmiş vasat iktidarların sonucudur. Biz, IMF’ye olan borçlarımızı ödedik, şimdi, yoksul ülkelere borç verebilmesi için biz IMF’ye kredi açıyoruz.” Sizin iktidar döneminizle aynı dönemden bahsediyoruz değerli arkadaşlar. Türkiye’de Sayın Başbakan acaba böyle bir şey söyleyebilir mi? Yedi yıldır ekonomide ne yapıldı? Aksine, Türkiye’nin IMF’den yeniden borç alıp almayacağı tartışılıyor. Aramızdaki farka bakınız. Ülkemizde olan şudur: Sadece “beterin beteri var” diye gözü korkmuş halkın bu zaafından yararlanılmıştır.

Sayın milletvekilleri, kişi başına tüketici kredisi ve kredi kartı borcundaki artış, vatandaşın günlük yaşantısını sürdürmek için borçlanmaya başvurduğunu göstermektedir. Bu ise düzenli gelirinin azalmasının bir sonucudur. Bugün artık vatandaşımız gerek tüketim gerekse yatırım niteliğindeki tüm harcamalarını borçlanmayla sağlamaktadır. İşsizliğin geçen yıla göre 1 milyonun üzerinde arttığı bu dönemde kredi kartı mağduriyetinin sonuçları çok daha ağır olmaktadır. Büyümede 2009 yılı tahminleri değil büyüme, yüzde 4 civarı küçülme olacağını söylüyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Baytok.

NESRİN BAYTOK (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu durumda intiharların daha da artacağı, yaşanmakta olan sosyal patlamaların artarak yaşanmaya devam edeceği çok açık bir gerçektir. Hükûmetlerin görevi önlem almaktır. Şu kriz ortamında Cumhuriyet Halk Partisinin sözlerine biraz kulak verilse, iktidar partisi de bundan yararlanır, vatandaş da yararlanır. Bakın, otomobil ve beyaz eşyada sağlanan ÖTV indirimi yine CHP önerileri arasındaydı, uygulandı ve krizin etkilerini hafifleten, vatandaşa nefes aldıran bir yanı oldu.

Sayın milletvekilleri, bir şey yapmalı, bir şeyler yapmalı. Her zaman, kötüye giden işleri kontrol edememenin sebebi, doğru zamanda doğru kararları almamaktan geçiyor. Gelin, kısa yoldan, kredi kartı ödemelerine bir yeni yapılandırma getirelim, mağdurlara yardım eli uzatalım. Bu konuda bir düzenleme İhtiyacı zorunluluk hâlini almıştır.

Teklifimizin Genel Kurul gündemine alınması dileğiyle, hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar.)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Baytok.

Sayın milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir